Yüreklerdeki acı hala yerini koruyor
Aradan geçen 28 yıla rağmen 71 sivilin şehit edilmesi yüreklerdeki acısı hala yerini korurken, Bosna Savaşı'nda ülkenin kuzeydoğusundaki Tuzla kentinde, 25 Mayıs 1995'te Sırplar tarafından yapılan katliamda hayatını kaybedenler törenle anıldı.
Bosna Hersekliler tarafından "Kapiya Katliamı" olarak da adlandırılan olayın 28'inci yılında gerçekleştirilen törene katılan kurban yakınları, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Denis Becirovic ve Hırvat üye Zeljko Komsic ve diğer siyasiler, katliamda hayatını kaybedenler anısına yaptırılan anıta çelenk bırakıp dua etti.
Katliamda kızı Edisa'yı kaybeden Nedziba Memic, kızını kaybetmese belki de çocukları olacağını, ancak hep bu acı hikaye ile yaşaması gerektiğini bildiğini söyledi.
Ablası Edina'yı kaybeden Edin Ahmetasevic ise 28 yıl sonra dahi acılarının değişmediğini, hala bir şeyler söylemenin zor olduğunu ancak bu yapılanların unutulmaması gerektiğini ifade etti.
Katliamda oğlu Alem'i yitiren Zineta Hidanovic de anne, babaların acılarını hafifletecek bir şey olmadığını dile getirerek, "Katliamla ilgili hiçbir şey yapılmaması utanç verici. Yüksek mahkemenin yapması gerekeni yapmaması da utanç verici. Novak Djukic'in cezasını düşürmeleri, sözde tedavi için Sırbistan'a gitmesine izin vermeleri de utanç verici. Herkes onun orada yargılanmayacağını biliyordu. Yetkililerin bize yönelik böyle bir eylemden ne kadar zarar gördüğümüzü bilen var mı bilmiyorum." diye konuştu.
Öte yandan bu yıl ilk kez Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Denis Becirovic'in talebi üzerine Bosna Hersek Federasyonu'nda Kapiya Katliamı'na ilişkin ulusal yas ilan edildi.
1995 yılında dönemin Bosna Sırp Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanı Novak Djukic'in emriyle Sırp Cumhuriyeti Ordusunun (VRS) Kapiya semtini bombalaması sonucu 71 kişi hayatını kaybetmiş, 124 kişi de yaralanmıştı.
Katliamın birinci dereceden azmettiricisi ve sorumlusu olan Sırp Djukic, Bosna Hersek Mahkemesi tarafından 20 yıl hapse mahkum edildiği halde, tedavi olacağını bahane ederek gittiği Sırbistan'da özgür bir şekilde hayatını sürdürüyor.