Yenilenebilir enerji fosil kaynakların tahtını sallamaya devam ediyor
Küresel yenilenebilir enerji kurulu gücü 2 bin 838 gigavata ulaşırken, yeni tip koronavirüs salgınına rağmen dünya genelinde 19 ülke 10 gigavatın üzerinde yenilenebilir enerji kurulu gücünü elektrik sistemine dahil etti.
Küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin geçen yılın sonunda toplam enerji arzındaki payı neredeyse yüzde 30'u bulurken, bu kaynaklarda kurulu güç 2 bin 838 gigavata, bu alanda çalışan kişi sayısı ise 12 milyona yaklaştı.
AA muhabirinin sektör raporlarından derlediği bilgilere göre, geçen yıl hemen hemen bütün sektörleri durma noktasına getiren yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına rağmen dünya genelinde 19 ülke 10 gigavatın üzerinde yenilenebilir enerji kurulu gücünü elektrik sistemine dahil etti.
Su, rüzgar ve güneş gibi sınırsız doğal kaynakların sahip olduğu enerjinin kullanılabilir enerji formuna dönüştürülmesi için faydalanılan teknolojiler çeşitlenirken, bu teknolojilerin maliyetlerinde büyük düşüşler yaşanıyor.
Özellikle sistemlerin kurulumu, verimliliği ve alternatif kaynaklar için teknoloji kullanımının başı çektiği küresel enerji yatırımları Kovid-19'a rağmen yüzde 2 artış gösterdi.
Geçen yıl sonunda dünya genelinde 50 megavat ve üzerindeki hidroelektrik sistemlerine yapılan yatırımlar hariç toplam temiz enerji yatırımları 303,5 milyar dolara ulaştı.
Böylelikle, küresel yenilenebilir enerji kapasitesinin toplam enerji arzındaki payı yüzde 30'a, bu kaynaklarda kurulu güç 2 bin 838 gigavata, bu alanda çalışan kişi sayısı ise 12 milyona yaklaştı.
Küresel ekonominin yüzde 70'ini oluşturan ülkelerde petrol, doğal gaz ve kömür üretiminde düşüşler görüldü. Küresel anlamda ise fosil yakıtların toplam enerji tüketimindeki payı son 10 yıldır değişiklik göstermedi.
Elektrikte güneş ve rüzgar ön plana çıkıyor
Küresel büyüme, sanayileşme hareketleri ve artan nüfusa bağlı olarak bu yıl elektrik arzındaki artışın yarısından fazlasının yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanacağı öngörülüyor.
Ayrıca, küresel sıcaklık artışını endüstri öncesi döneme göre 1,5 dereceyle sınırlamak için hazırlanan senaryolarda, 2050 yılında kömür tüketiminin 2010 yılına kıyasla yüzde 97, petrol tüketiminin ise yüzde 87 oranında azaltılması gerektiği vurgulanıyor.
Yenilenebilir enerjinin toplam elektrik üretimindeki payının yüzde 77'ye yükseltilmesi beklenirken, artışın en fazla güneş ve rüzgar enerjisi projelerinde yaşanacağı tahmin ediliyor.
Geçen yılın sonunda güneş enerjisine 139 gigavat rekor kurulu güç ilavesi gerçekleşirken, küresel güneş enerjisi elektrik üretimi kapasitesi 760 gigavat seviyesine ulaştı.
Isıtma ve soğutmada kullanılan güneş enerjisi thermal kapasitesi ise aynı dönemde 25,2 gigavat artışla 501 gigavat oldu.
Küresel rüzgar enerjisi kurulu gücü de geçen yıl sağlanan 93 gigavat artışla 743 gigavat seviyesine ulaştı.
Güneş ve rüzgar enerjisinde maliyetler düşerken bunların teknik potansiyelleri artış gösteriyor. Çalışmalar, arazi kısıtlamaları ve teknik fizibilite dikkate alındığında bile dünyanın ihtiyacından 50 kat fazla enerjinin güneş ve rüzgardan karşılanabileceğini ortaya koyuyor. Bir diğer ifadeyle, küresel enerji ihtiyacının fosil yakıtlara gereksinim duyulmadan tamamen temiz kaynaklarla karşılanması mümkün.
Elektriğin kullanım alanları çeşitleniyor
Elektriğin 2050'de küresel enerji talebinin yüzde 65'ini oluşturması beklenirken, elektrik üretiminin geçen yılki seviyesine göre iki kat artacağı öngörülüyor.
Elektrik enerjisi kullanımının ısıtma, soğutma, pişirme gibi alanların yanında ulaşımda da artması elektrikli araç, şarj ünitesi ve batarya gibi teknolojilerin gelişmesine yardımcı oluyor.
Küresel otomotiv endüstrisi, salgın nedeniyle 2020'de bir önceki yıla göre yüzde 16 daralmasına rağmen dünyada satılan elektrikli araç sayısı geçen yıl bir önceki yıla göre rekor (yüzde 41) artışla 3 milyon adet oldu.
Toplam elektrikli kamyonet, kamyon ve otobüslerin sayısı da yaklaşık 1 milyona ulaştı. Bu dönemde halka açık hızlı ve yavaş şarj ünitesi sayısı 1 milyon 300 bin oldu.