Yeni paraların görüntüsü ortaya çıkmıştı: Hükümetten ilk açıklama!
Enflasyonda yaşanan hızlı yükseliş sonrası 200 liralar artık yetersiz kalırken, hükümetten yeni banknot para basılacak mı sorusuna yanıt geldi.
Resmi rakamlarla dahi %50 seviyesinin üzerine çıkan enflasyon rakamları vatandaşların yanında daha fazla para taşımasına sebep oluyor.
Hatırlanacağı üzere değerini büyük ölçüde kaybeden 200 TL sonrası vatandaşlar artık bir yağ almak için bile bazen birden çok banknot vermek zorunda kalıyor.
Yaşanan bu gelişmeler sonrası vatandaşlar hükümetten daha fazla. değerli banknot basmasını isterken konuya dair yeni açıklama Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'dan geldi.
Orta Vadeli Programların (OVP) yeni çıpaları olduğunu söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti:
"Ama esas olan bu dönemin en olumlu tarafı mayıstaki seçimler. Siyasi istikrar olmadan ekonomik istikrar olmuyor, bu ikisi bir arada gerçekleşiyor. Belirsizlik, ekonominin düşmanı, belirsizliğin olduğu yerde yatırım da başka işler de olmuyor. Mayıs ayında belirsizlik ortadan kalktı, 5 yıllık bir pencere açıldı önümüze. En kıymetli şey bu. Şimdi bunu toplum olarak değerlendirmemiz lazım, biz buna Türkiye Yüzyılı diyoruz. Cumhuriyet'imizin 100. yılındayız, bu yüz yıllık birikim temelinde bu kazanımlarımızı koruyarak yeni bir yeni yüzyıla adım atıyoruz. Bu yeni dönemde daha farklı bakmamız lazım. Bütün toplum kesimleri için bunu söylüyorum.
Türkiye olarak iddialı bir şekilde bu döneme girmemiz lazım. Zor bir dönemdeyiz ama zor dönemler aynı zamanda fırsatları getiren dönemler, sıralamaları değiştiren dönemler. Zor zamanda iyi yönetilen ülkeler ön plana çıkabilirler. Bizim de güçlü bir liderliğimiz, tecrübeli kadrolarımız var. Bu zor zamanları iyi yönetirsek Türkiye olarak dünyadaki konumu farklı bir yere taşıyacağız. OVP'de de bu sene ilk defa 1 trilyon doları aşıyoruz, 2026'ya geldiğimizde de 1,3 trilyon doları aşıyoruz. Dünya Bankası sınıflandırmasına göre yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış oluyoruz. OVP'nin en önemli çıktılarından biri bu olacak."
Rekabetçi kurla ilgili soruya Yılmaz, "Önemli olan cari dengenizi sürdürülebilir bir yapıda tutmak. OVP'de tasarruf dediğimiz hadise, kalkınmada olan bir ülkeyi ve biz şunu tercih ettik: Tasarruflarımızı artırarak, yatırımları daha fazla iç tasarrufla finanse edecek anlayışla hareket ettik. Bu, cari açığı sıfırlamıyor ama yüzde 2'ler civarında kolay, sürdürülebilir hale getiriyor. Cari açık, sürdürülebilir kalkınmanın önünde bir kısıt olmaktan çıkacak." yanıtını verdi.
500 ve 1000 liralık banknotların basılacağı iddiasına ilişkin Cevdet Yılmaz, böyle bir durumun kendi içlerinde söz konusu olmadığını söyledi.
Emeklilerin zam beklentisiyle ilgili soru üzerine Yılmaz, "Çalışmalar sürdürülüyor, 'Emekliler için ne yapabiliriz?' diye alternatiflere bakılıyor. Çok büyük bir sayıdan bahsediyoruz. 16 milyon emekli var. En küçük bir şeyin bile çok büyük etkiler oluştuğu bir alandan bahsediyoruz. Böyle bir alanla ilgili konuşurken çok dikkatli konuşmak gerekiyor. Maliyetleri, neler getirdiğini, bunun nasıl finanse edileceğini iyi planlamak gerekiyor. Biz şartlarımızı sonuna kadar zorlayarak emeklimizin, çalışanlarımızın yanında olmaya gayret ediyoruz. Etmeye de devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Avrupa Birliği ile ilgili süreçlere ilişkin açıklamalarına yönelik soruya da şu yanıtı verdi:
"Cumhurbaşkanı'mız, NATO Zirvesi'nde farklı çıkış yaptı. 'Siz, (NATO'ya filanca ülke girsin) diyorsunuz ama bizi de 50 yıldır Avrupa kapısında bekletiyorsunuz.' gibi yeni bir denklem kurdu. Bunun da çok faydalı sonuçları oldu. AB'nin genişlemeden sorumlu yetkilisiyle görüştüm. Çok da olumlu gelişme oldu. Çeşitli başlıkları değerlendirdik. Bir tanesi Gümrük Birliği'nin güncellenmesi. Bizim şu anki Gümrük Birliğimiz sadece sanayi ürünlerini kapsayan, diğer alanları kapsamayan bir Gümrük Birliği. Bunu genişletmek, modernize etmekle ilgili çalışmalar başlayacak. 'Bir süreç başladı.' diyebiliriz. Zaten iki tarafta da özel sektör bunu destekliyor. Avrupa Birliği'nin de buna çok ihtiyacı var, objektif baktığınızda iki tarafın da menfaatine olan bir şey. Asıl sorun şu, bazı üye ülkeler kendi ülke menfaatlerini AB üzerinden sağlama peşindeler. Türkiye'ye dönük negatif tutum sergiliyorlar. Avrupa Birliği kurumlarını da kötüye kullanıyorlar. Avrupa'da yükselen yabancı düşmanlığı, içe kapanma, aşırı sağın yükselişi. AB Parlamento seçimleri var gelecek yıl. Yüksek sesle konuşmak istemedikleri bir dönem ama bir taraftan elbette devam edecek."
Vize serbestisiyle ilgili süreçte somut bir adımın atılıp atılmayacağı sorusu üzerine Yılmaz, "Nihai hedefimiz vize serbestisi ama AB, kısa vadede vize kolaylaştırması konusunda adımlar atılacağını söylüyor. İş dünyası, öğrenciler gibi belli kesimleri kolaylıklardan istifade ettirme, bir taraftan vize serbestisi çalışmalarını sürdürme. Vize serbestisinde karşılıklı çerçeve var. AB'nin de bizim de eksikliğimiz var. O süreç bir taraftan devam edecek. Vize kolaylaştırması, vize serbestisinin alternatifi değil. Ara süreçteki adım, öyle değerlendirebiliriz. Bu adımları atıp vize serbestisine dönük daha orta vadeli çalışmaları devam ettirmek, esas perspektif bu." değerlendirmesinde bulundu.
KAYNAK: Blomberg