
Zeynep'in Ağıtı
Ramazan Sayar
Zeynep, İzmir'in Çimentepe Mahallesi, Yaleler Sokağında eşi Mehmet ve üç çocuğu ile yaşamaktadır.
Eşi içkici, kumarcıdır. Zeynep'i hemen her gün dövmektedir.
Aynı sokakta oturan ve mahalleye süt satan bir kadın Zeynep'in aklına girer ve Almanya'ya işçi olarak yazılmasına sebep olur.
Zeynep evde ki üç çocuğunu babaları ile bırakarak, sütçü kadınla birlikte Almanya'ya kaçar.
Çocukların en küçüğü olan Ahmet'e bir süre komşuları bakar. Kısa bir süre sonra İzmir Belediyesinden gelirler ve çocuklardan ikisi yetiştirme yurduna yerleştirilir.
Ondan sonra bu olay tüm Türkiye'ye yayılır ve dönemin gazeteleri haftalarca bu olayı yazarlar.
Ama çok geçmez, altı yedi ay sonra Zeynep'ten çok kötü bir haber gelir. Almanya' da kanser hastalığına yakalandığı teşhis edilmiş ve kısa süre içinde hayatını kaybetmiştir.
Türk Konsolosluğu cenazesini İzmir'e getirir.
1968 yılında Türk Halk Edebiyatından Niğdeli Şair Ali Ercan bu olayı sazı-sözü ile ağıta döker ve aşağıdaki dörtlükleri günümüze kadar gelir.
Zeynep'im Almanya'nın yolunu tuttun.
Ayşe İle Fatma'nın boynunu büktün.
Altı aylık Ahmet'ini nasıl unuttun.
Yavan ekmek yiyelim dön gel Zeynep'im.
Seninle kavlimiz böyle miydi Zeynep'im.
Çocukların seni istiyor Zeynep'im.
Biri eşikte biri beşikte yavrular.
Gece gündüz anne diye ağlarlar.
Çocuklar annemizi isteriz diyorlar.
Seninle kavlimiz böyle miydi Zeynep'im.
Soğan ekmek yiyelim dön gel Zeynep'im.
Çocukların seni istiyor Zeynep'im.
Zeynep'im sen gideli iki yıl oldu.
Kuşa süt nasip olsa anadan olurdu.
Altı aylık Ahmet'in anne der oldu.
Seninle kavlimiz böyle miydi Zeynep'im.
Soğan ekmek yiyelim dön gel Zeynep'im.
Çocukların sensiz uyumuyor Zeynep'im.