Yunus Emre (4)
Ramazan Sayar
-Gönül yıkma, gönül kırma, Yaradan’ın nazargahı olan en güzel yer insanın gönlüdür. Gönül kırmak, insan eliyle yapılan her şeyi kırmaktan daha kötüdür:
Bir kez gönül yıktın ise
Bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi
Elin yüzün yumaz değil
Gönül Çalabın tahtı
Çalab gönüle baktı.
İki cihan bedbahtı
Kim gönül yıkar ise
Gönül yıkmak, ibadetle telafi edilemez. Çünkü ibadetler Allah ile kul arasındadır. Ancak gönül yıkmak kul haklarına girer. Kırılan gönlün rızasını almak ve helâlaşmakla giderilebilir. Bu boşluğu da İlahi dosta gitmekle doldurabiliriz.
Bir nazarda kalmayalım
Gel gidelim dosta gönül
Hasretinle ölmeyelim
Gel gidelim dosta gönül
-Haset, kin, kıskançlık gibi kötü huylar:
Her kötülük kıskanmaktan, hasetten gelir. Muavezeteyn surelerinde, kıskanmanın karşı tarafın ölümüne kadar vardırıldığı anlatılır. Yunus Emre’ye göre bu kötü huylardan vazgeçmek gerekir.
Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Hiç kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize
-İlim, terbiye, kendini bilme: okumak, ilim öğrenmek insana faydası varsa değerlidir. Yoksa boş bir oyalamacadır: Yunus Emre ümmi değildi. Okuması yazması vardı. Çok güzel dini bilgileri vardı. Sayfalarca anlatılan bir olayı tek dörtlüğe sığdırmıştır.
İlim, ilim bilmektir
İlim kendini bilmektir
Sen kendini bilmezsen
Bu nice okumaktır.
Yirmi dokuz gece
Okursun uçtan uca
Sen Elif dersin hoca
Manası ne demektir.
— Kavga, bozgunculuk, kargaşa gibi toplumsal olaylardan uzak olduğunu ifade eden Yunus Emre, Moğol istilası zamanında Anadolu da kavga, kargaşa, yağma, talan eksik olmayan bir dönemde yaşamıştır:
Ben gelmedim dav’ı için
Benim işim sevi için
Dostun yeri gönüllerdir
Gönüller yapmaya geldim.