
Suzan Suzi
Ramazan Sayar
Diyarbakır yöresine ait olan bu türkünün hikayesini dinleyelim..
Ülkemizde türküler müzik dünyası içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir. Zaman zaman dinlenmek için, zaman zaman kederlenmek için zaman zaman uykumuzun gelmesi için, zaman zaman ise eskiye duyulan özlemler için türkü dinlemek bulunmaz bir nimet gibidir. Ve çoğu zaman her türkünün kendine özgü bir hikayesi bir yaşanmışlığı vardır. Yaşanmışlığı olan türkülerimizden bir tanesi olan Suzan Suzi adlı türkü bir diğer bilinen adıyla Kırklar Dağı’nın Hikayesi.
Bazı türküler vardır, her dinlediğimizde bizi alıp uzaklara götürür. Kimi türküler diyarları anlatırken; kimileri imkansız aşkları konu alır , kimileriyse vuslatı. Nasıl bir ruh hali içerisinde olursak olalım, hep aynı duygu yoğunluğuyla kucaklar bizi türküler. İşte, Suzan Suzi hikayesi de bu şekilde yer eder kalplerimizde. Bir hikayeden yola çıkılarak yazılan türkü, oldukça hazin bir aşk hikayesini konu edinir.
Suzan Suzi Hikayesi
Diyarbakır yöresinde gerçekleşen gerçek yaşanmış bir hikayeden esinlenerek hazırlandığı belirtilen türkünün hikayesi ise şöyle. Diyarbakır şehrinde bulunan Dicle nehri kıyısında Kırklar dağı yer alır. Bu meşhur Kırklar dağı ardında, halk arasında Kırklar Ziyareti denilen, çocuğu olmayan ailelerin gidip adak adayıp dilek diledikleri bir yer varmış. Uzun yıllar boyunca çocuğu olmayan Süryani bir aile de en son şanslarını burada deneyip, dua etmek istemişler. Kadın Kırklar Dağı’na gidip adaklar adamış, dualar edip yalvarmış. Kırk gün boyunca adaklar ve dualar böyle devam etmiş. Derken aradan kırk gün geçtikten sonra kadın hamile kalmış ve Süryani ailenin bir kızı çocuğu dünyaya gelmiş. Aile sevinçten kurbanlar kesmiş. Törenlerle kutlamış. Bu nazlı kızın adını da Suzan-Suzi koymuşlar. Her sene, kızlarının doğum gününde, aile kızlarını giydirip süsleyip Kırklar Ziyaretine giderek kurban keserlermiş.
Gel zaman, git zaman, Suzan büyümüş, serpilmiş ve güzelliği dillere destan bir genç kız olmuş. Komşuları ve çocukluk arkadaşı olan, Türk bir ailenin yakışıklı oğlu, Adil ile birbirlerine aşık olmuşlar. Yıllarca birbirlerine dokunmadan, konuşmadan öylece sevmişler. Gün gelip çatmış, Suzi’nin doğum günü olmuş. Annesi, Suzi’yi hizmetçilerle birlikte kurban kestirmek için Kırklar Ziyaretine yollamış. Adil de onları peşleri sıra izlemiş. Hizmetçiler kurban kesmek üzere işe koyuldukları anda Suzi kaçıp Adil’in yanına varmış. Kırklar Dağı’nın ardına dolaşan iki genç, burada birlikte olmuş ve aşklarını paylaşmışlar. Kırklar Ziyareti bu beraberliği asla affetmemiş. Ve bu ziyaret Suzi’yi çarpmış. Gencecik kız, Dicle Nehri’nde bulunan On Gözlü Köprü’nün orada, boğularak ölmüş. Bunun üzerine de Adil sevdiğinin yokluğuna dayanamamış ve aklını yitirmiş. Ziyaret çarptı bizi diye diye, Suzi’nin ardından helak olmuş.
Şimdi hazin bir aşk hikayesini anlatan dörtlükleri dinleyelim...
SUZAN SUZİ
Kırklardağı’nın yüzü
Karanlık sardı düzü
Karanlık bastı bizi
Ben öleydim
Kör olasın zalım Suzan
Suzan Suzi,
Ziyaret çarptı bizi
Köprüaltı kapkara
Anne gel beni ara
Saçlarım kumlara batmış
Saçlarıma kumlar doldu
Tarak getir de tara
Köprünün orta gözü
Sular apardı düzü
Ben öleydim
Suzsn Suzi.
Dicle ayırdı bizi.
Gazi köşkü serindir.
Dicle suyu derindir.
Ağlama sen garip anam.
Kadir Mevla'm kerimdir.