
Sevginin Gücü
Ramazan Sayar
Gelin tanış olalım. İşi kolay tutalım. Sevelim sevilelim. Dünya kimseye kalmaz.
Ben gelmedim kavga için.
Benim işim sevgi için.
Dostun yeri gönüllerdir.
Gönüller yapmaya geldim.
Yaratılmışların arasında en üstün varlık insandır. "Lekad halaknel insane fi ahseni takvim" (Tin-4)
"Biz insanı en güzel şekilde yarattık." İnsana verilen en büyük özellik AKIL ve SEVGİ'dir.
Sevgi, gönüllerin anahtarı, kötülüklerin kalkanı, insanların birbirlerini sevmeleri ve sevilmeleridir.
"İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.İnsan sevdiği ile beraberdir. Bir şeyi çok sevmek insanı o şeye karşı kör ve sağır yapar." Hadisleri " Sevginin Gücü"nü göstermektedir.
Bunun en güzel yaşanmışlığını, Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin, Yusuf ile Züleyha vb. hikayelerde görmekteyiz.
Aşkın ünlü temsilcisi olan Mecnun'a demişler ki: " Leyla için canım feda diyorsun. Öyle ise bir kolunu Leyla aşkı için verde sözünün gerçek olduğuna delil olsun." Mecnun bir an düşünmüş ve demiş ki : "Hayır kolumu Leyla için kestiremem. Artık ben, ben değilim. Ben Leyla'dan ibaretim. Leyla kesildim ben. Bu yüzden bu kolda benim değil O'nundur. O'nun olan kolumu kestirip de sevdiğimin acı çekmesine dayanamam."
Sevgi gerçekten varsa sevenler de "sen-ben" derdi kalmaz. "biz" olur. Yani çift bedende "tek ruh" olur.
Kalpten kalbe bir yol vardır.
Göz ile görünmez sırdır.
İkimizin kalbi birdir.
Sen benimsin, ben de seninim.
Leyla'nın mahallesi'nin köpekleri bile güzel ve sevimli gelen Mecnun'a yakınları: "Sana daha güzel kızlar bulalım bırak şu Leyla'yı."
dedikleri zaman Mecnun : "Mevlam Leyla'nın testisinden bana bal içirdi. Size ise sirke. Onun için Leyla size çirkin gelir." diye cevap vermiştir. Bu da "Sevginin Gücü"nü göstermektedir. Mecnun Leyla, Leyla diye feryat ederken, Leyla yanına varır. "Mecnun ben geldim. Ben Leyla'yım." dedikçe Mecnun Leyla'sını tanımaz hale gelmiştir. Artık "Mevla, Mevla" demeye başlamıştır.
Bülbül aşık idi gonca güllere. Arzusun söylerdi esen yellere. Mecnun, Leyla için düştü çöllere. Ferhat'a dağları yol etmedi mi ?
Ferhat'a dağları deldiren,kayaları oyduran,şehre su getirmesi için kanallar yardıran Şirine karşı duyduğu "Sevginin Gücü"dür.
Ferhat, Şirine duyduğu sevgiden dolayı yemekten, içmekten kesilir. Bu sevdaya dayanamaz, iş yapamaz hale gelir. Kendisinden; "Elma Dağ"ı delip şehre su getirmesi istenir. Kazma,kürek dağlara girişir. Kazdıkça kazar. Dağları deler, taşları oyar, kanallar açar. Şehre su getireceği anlaşılınca Şirin'in öldüğü haberi gelir. Bunu duyan Ferhat, fenalık geçirir. Elindeki kazmayı havaya savurur. Kazma Ferhat'ın başına düşer ve Ferhat oracıkta Şirin için canını verir.
Şirin bunu duyar. Ferhat'ın olduğu yere gelir. Şirin de Ferhat için orada canını verir. Dağları delip suyu şehre getirdikleri yerde birlikte can verirler. İşte bu verilen canlar "SEVGİNİN GÜCÜ"nü göstermektedir.
Garip kaldım şimdi gurbet ellerde.
Ben gönlümü çalan yardan ayrıldım. Çok ağladım Leyla gibi çöllerde.
Ferhat gibi Şirin yardan ayrıldım.
Otuz sene Yusuf (a.s) sevdası ile yanıp tutuşan, gözleri kör olup eriyip solan, saçları ağaran, belleri bükülen, kanı çekilen,Yusuf (a.s) duası ile gözleri açılıp eski gençliğine ve güzelliğine kavuşan Züleyha artık Rabb'ından başkasını göremez olmuş, "Allah Allah" demeye başlamıştır. Bu da "SEVGİNİN GÜCÜ" nü göstermektedir.
Sabretmede Eyyüb ol.
Gam çekme de Yakup ol.
Yusuf gibi mahbub ol.
Sübhane irem dersen.
Bir de mana aleminin "Gönül Sultan" ları vardır. Artık bu "SEVGİNİN GÜCÜ" nün vardığı son mertebedir. Bu hal: Görünmeyeni görmek, perdenin arkasında ne olduğunu bilebilmektir.
Mevlana gibi, "Hamken pişmek, pişerken yanmaktır."
Ol hakikat erleri. Gelip geçti her biri. Konya'da Mevlana Hüdavendigar yatur.
Yunus Emre gibi, "Çiğken pişmek, hamken olmak, sevmek ve sevilmektir."
Yunus sende ölürsün.
Kara yere girersin. Bu toprağın altında Çok günahkar kul yatur.
İbrahim Bin Ethem gibi, "Denize attığı iğnesini balıklara getirtmek."
İğnesini suya atan,
Balıklara getirten.
Tacını tahtını terk eden.
İbrahim Ethem yatur.
Rabia tül adeviyye gibi, "Orucunu açmak için çömlekteki etin kendiliğinden pişip cennet yemeği ile orucunu açmak "SEVGİNİN GÜCÜ" nün birer sonucudur.
Sevginin olduğu yerde: BAŞARI vardır. ZENGİNLİK vardır. SAĞLIK vardır. BEDEN ve RUH huzuru vardır. Sevginin olduğu yerde: ANA,BABA,KARDEŞ, AKRABA ve ARKADAŞ vardır. Sevginin olduğu yerde: ALLAH, PEYGAMBER, DİN ve İNSAN vardır. Sevginin olduğu yerde: ORMAN, AĞAÇ, ENGİN DENİZLER, MAVİ GÖKLER vardır. Sevginin olduğu yerde: VATAN, ASKERLİK, ŞEHİTLİK ve GAZİLİK vardır. Bütün bu sevgiler "SEVGİNİN GÜCÜ"nü göstermektedir.
Ben de bir şeyler sunabilmek için uzun yıllardır biriktirdiğim bilgilerle yazılarımı hazırladım. Arının her çiçekten bal aldığı gibi, ben de balveren her gönül erinden bir şeyler almaya çalıştım. Kendi gönül dünyamda olgunlaştırdım, süzgecimden geçirdim. Yeni bir damak tadı
sunmaya çalıştım. Bütün bu çalışmaların ve emeklerin ancak SEVGİ ile olduğunu gördüm. Bundan dolayı da Hakimiyet Gazetesinde ki köşemin adını "SEVGİNİN GÜCÜ" koydum.