
Ramazan Bayramı!!!!
Ramazan Sayar
Sayılı günler çabuk geçiyor. “Ramazan Ramazan” derken o da bitti. Yeryüzündeki bütün Müslümanlar bir ay günahtan elini çekti. İyilik ve fazilet yarışına çıktı. Ezan minarelerin, Kur’an dilimizin, iman kalbimizin, ahlak ailemizin süsü, en kıymetli hazinesi oldu. İnsanca yaşamanın, kötülükten sıyrılmanın, namaz kılmanın ayrılmaz aşığı olduk.
Ömür bir güldür, gülün ömrünün ne kadar kısa olduğunu hepimiz biliriz. Sen ve ben kısa ömrümüzde ölüme giden yolcuyuz. Bir gül gibi solacağımızı, hesap vereceğimizi asla unutmamalıyız.
Bir insanın eti yenmez, derisi giyilmez. Tatlı dilinden başka nesi vardır. Eğer biz tatlı dilli olmazsak, yüzümüz gülmezse bu bayramın adının “Şeker Bayramı” olması neye yarar? Onun için biz de şeker gibi olmalıyız. Zekâtlarımızı fitrelerimizi vermeli,
Hacı Bayram-ı Veli’nin;
“Bayramı imdi, bayramı imdi
Bayram edersin dost ile şimdi
Hamd-ü senalar hamd-ü senalar
Dost ile bayram kıldı bu gönlüm” dediği gibi dostlarımızı, ziyaret etmeli, dargınlarla barışmalıyız. Dargınlığın Müslümanlıkta olmadığını, iki müminin dargınlığı güneşe asılan bir mendilin kurumasını geçmemelidir. Üç günden fazla küs kalmanın haram olduğunu, bir yılı geçince kanını dökmüş gibi olunacağı bilinmelidir, asla kin tutulmamalıdır.
Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Hiç kimseye kin tutmayız
Kamu âlem birdir bize
Arife günleri, bayram günleri kabir ziyaretlerinin en çok yapıldığı günlerdir. Kabir ziyaretleri bizlere ölümü, ahireti, fani oluşumuzu, makamın, malın mülkün geçici olduğunu hatırlatır.
Bitti yolculuğun işte son durak
Getirdiler seni başlar üstünde
Ne idin ne oldun kalk haline bak
Bir kefenden başka ne var üstünde
Düşünceleri gafletten uyanmamızı sağlar. Kimsesizleri, yetimleri, öksüzleri, fakirleri, düşkünleri, yaşlıları, ziyaret etmemiz hem kalbimizi yumuşatır hem de toplum sağlığı bakımından çok önemlidir.
Peygamberimiz Ramazan Bayramı sabahı camiye giderken oynayan çocukları seyreden mahzun bir çocuk görür, halini sorar, yetim olduğunu anlar. Çocuğa kendisi baba, Hz. Aişe de ana olur. O yetim mutlu bir çocukluk geçirirken peygamberimiz vefat eder. O yavru: “İşte ben bugün yetim ve öksüz kaldım” diye öyle bir feryat eder ki herkesin yüreği dağlanır.
Toplayıp sakladın dünya malını
Sormadın bir gün fakir halini
Şimdi başın açık ayak yalını
Bir kefenden başka ne var üstünde
Elbette müminin bayramı bunlarla bitmez. Sol taraftaki melek yazmak için günah bulamadığı, ruh teslim ederken meleklerin “müjde ya mümin, sen cennetliksin” dedikleri, kabre vardıkları zaman kabrini cennet bahçelerinden bir bahçe bulduğu, Arşurrahman altında nebiler, veliler, salihler ile gölgelendiği, kıldan ince kılıçtan keskin Sırat Köprüsü üzerinde iman, namaz, oruç, hac, kul hakkı ve temizlikten sorulup da cevap verildiği gün müminin asıl bayramıdır.
Atalarımız “bayramda borç ödeyecek olana Ramazan çok kısa gelir” demiştir. Gerçekten çabuk geçti. Hoş geldin demeden elveda dedik. Hiç olmazsa gönül borçlarımızı ödeyerek dost ziyaretinde bulunmalıyız.
Devşir kazan ye yedir
Bir gönül ele geçir
Yüz Kâbe’den yeğrektir
Bir gönül ziyareti
Bayramlar, toplumları ayakta tutan, kaynaştıran, milli ve manevi duyguları coşturan önemli günlerdir. Bu günleri fırsat bilmek, iyi değerlendirmek gerekir.
BARIŞALIM BAYRAM GÜNÜ
Mavilikler kararmadan
Yeşillikler sararmadan
Vakit fazla daralmadan
Barışalım bayram günü
İnsan düşe kalka gider
Bir gün olur ömür biter
Bu dargınlık artık yeter
Barışalım bayram günü
Ne servetler ne makamlar
Nice saray nice hanlar
İnsanoğlu pek geç anlar
Barışalım bayram günü
Güzel huydan tatlı dilden
Hepsi gider bir gün elden
Seslenirim ta gönülden
Barışalım bayram günü
Siyah saçlar dökülmeden
Selvi boylar bükülmeden
Mezar taşı dikilmeden
Barışalım bayram günü
ANONİM