
Pencereden Kar Geliyor
Ramazan Sayar
"Bir yiğit sevdiğini alamazsa, diri diri kara toprağa girer." derler. Sevdiğine kavuşamayan yiğit, sevdalısına başkalarının sarılmasına dayanamaz. İşi kara toprağa sarılmalara kadar götürür.
Çok eski zamanlarda insanların sevdiklerine kavuşmaları pek mümkün değildi. Çünkü o zamanlar, özellikle kızların fikirleri pek sorulmazdı. Baba, onu kime vermek isterse, kız da o kişiyle evlenmek zorunda kalırdı. Oğlanlar da ailesinin sözünden pek çıkmazlardı. Zaten o zamanlar insanların ailelerine ve aşiretlerine, hem ekonomik hem de gelenek bağlılığı çok fazlaydı. Durum böyle olunca da, isteyen istediğiyle kolay kolay evlenemezdi. Hele bir de kan davası, düşmanlık, tarla, bağ, bahçe davası ve başlık parası işin içine girince, sevenlerin kavuşması mahşere kalırdı...
İşte başlık parası yüzünden gurbete para kazanmaya giden bir yiğidin sevda öyküsü, bu türkünün yıllarca söylenmesine sebep olur. Yozgat'ta evlilik çağına gelen bir delikanlıyla, nazlı bir kız, birbirlerine sevdalanır. Kız oğlanı, oğlan da kızı sever. Birbirleriyle evlenmek için de gizlice kavilleşirler. Fırsat buldukça, birbirlerine haber gönderir, ara sıra gizlice buluşurlar. Oğlan bir gün dünürcü gönderip kızı istetir. Kızın babası yüklü bir başlık parası karşılığında evlenmelerine razı olur. Yüzük takip söz keserler. Kızın babası, "Ne zaman başlık parasını getirirseniz, o zaman düğün ederiz” der.
İki sevdalı kara kara düşünür. Genç delikanlı, “Bu işin çıkar yolu, gurbet ellerde çalışıp para kazanmak” der ve alıp başını çıkar gurbete. Çok uzun zaman, memlekettekiler oğlandan haber alamazlar. Daha doğrusu, delikanlı o istenen parayı tedarik edemediği için Yozgat'a dönemez.
Aradan hayli zaman geçer. Kızın para canlısı babası, daha fazla beklemeyip, başlık parası veren başka biriyle evlendirir kızını. Oğlan bu haberi duyunca deliye döner. Günlerce yemeden içmeden kesilir. Ağlar, ağlar gözyaşları yüreğine, gönlüne akar; dolar dolar boşalır. Bir kış gecesi penceren kar yağışına bakarak memlekete bir mektup yazar. Mektupta da aşağıda ki içli ağıtı dile, söze, kaleme döker. Şimdi neler yazmış birlikte dinleyelim...
PENCEREDEN KAR GELİYOR
Pencereden kar geliyor. Aman annem.
Gurbet bana zor geliyor.
Sevdiğimi eller almış. Aman annem.
O da bana ar geliyor.
Lele yandım. O da bana ar geliyor.
Kekliğimi doyurdular. Aman annem.
Kanadını ayırdılar.
Bu nasıl gurbetmiş. Aman annem.
Beni senden ayırdılar.
Lele yandım. Beni yardan ayırdılar.
Yüksek dağlar serin olur. Aman annem.
Engin dağlar derin olur.
O benim sevdiğim güzel. Aman annem.
Gurbet elde gelin m'olur?
Lele yandım. Beni yardan ayırdılar.