Ramazan Sayar

Otobiyografi

Ramazan Sayar

Sevgili gönül dostlarım ve saygı değer Hakimiyet Gazetesi okuyucularım.
Gazete köşemde yazılarıma fırsat veren, son derece samimi ve sıcak kanlı davranan aile ve gönül dostum Konya Bölgesel Hakimiyet Gazetesi sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sayın Yusuf GÜRBÜZ''e, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sayın Zafer SAMANCI'ya, Yazı İşler Müdürü Sayın Dursun SEYİS'e,  Sayın Mustafa UĞURLU ve Ahmet ARI dostlarıma sonsuz teşekkürler ederim.
Şimdi kısaca kendimi tanıtayım.
Ramazan SAYAR 1950 yılında Konya'nın Bozkır ilçesi Yelbeği köyünde doğdu.
İlkokulu köyünde okudu. Devlet parasız yatılı sınavını birincilikle kazanarak, ortaöğrenimini Gaziantep İmam Hatip Okulu ve Konya lisesinde, yüksek öğrenimini de yüksek lisansa denk 5 yıllık Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde tamamladı.
Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilatın da, Milli Eğitim Bakanlığı Aydın'ın Sultanhisar ilçesi Yasemin Lütfiye Lisesi'nde "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği" ve Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Aydın Merkez Erkek Yetiştirme Yurdu müdürlüğü yaptı. 1999 yılı Genel ve Yerel Seçimlerinde Aydın'ın Sultanhisar İlçesi  Belediye Başkan adayı oldu.
Öğrencilik ve devlet hizmetinde devamlı teşekkür, takdirname ve 12 yıllık sicil not ortalamasından kademeler aldı. Çeşitli gazete, dergi ve televizyonlarda yazıları makaleleri ve konuşmaları yayınlandı. Uzun yıllar Aydın Sultanhisar "Haber" gazetesi ve Konya bölgesel "Hakimiyet" gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Halen Konya Bölgesel "Hakimiyet Gazetesi" n de köşe yazılarlığına devam etmektedir. Yıllarca Konya Bozkır yelbeği Köyü şenliği düzenlemesini, organizesini ve  sunuculuğunu yaptı. "SEVELİM SEVİLELİM" ve "SEVGİNİN GÜCÜ" adlı kitapları yayınlanan Ramazan SAYAR evli ve iki çocuk babasıdır.
Rabb'ım mahçup etmesin. Yar ve yardımcımız olsun.

Sevgi Birleştirir

Aşkın en ünlü temsilcisi olan Mecnun'a demişler ki:                        
"Leyla için canım feda diyorsun. Öyleyse, bir kolunu Leyla aşkı için ver de, sözünün hakikat olduğuna delil olsun."           
Mecnun bir an düşünmüş ve demiş ki:     
"Hayır, kolumu Leyla aşkı için kestiremem. Artık ben, ben değilim. Ben Leyla'dan ibaretim. Leyla kesildim ben. Bu yüzden bu kolda benim değil  O’nundur. O'nun olan kolumu kestirip de; sevdiğimin acı çekmesine dayanamam."    
Sevgi gerçekten varsa, sevenleri böylesine bir ve beraber eder. Sevgi gerçekten varsa, sevenlerde "sen, ben" derdi kalmaz. 
Evlilik ben düşüncesinden çıkıp biz seviyesineyükselmek demektir. Bizleşemeyen ve nikâhtan sonra da hala "ben" iddiasında bulunan, yuva kurmaya hazır sayılmaz. 
Evden ve eşyadan önce; içini, gönlünü, birlikteliği hazır etmeli insan. Sağlam bir yuva böyle kurulur. Yani çift bedende tek ruh olanlar, mutlu bir yuva kurarlar. Bu dizeler bunu ne güzel anlatıyor:       
Bir eş yer olursa, 
Diğeri ona gök olmalı.                     
Hizmetçiyse biri.
Öteki köleliği şeref bilmeli.         
Beraber gülmeli. Beraber ağlamalı. 
Çift bedende "tek ruh" olarak yaşamalı

Senin kalbin benim kalbim.
Sana malumdur her halim.
Kaçma benden nazlı gülüm.
Sen benimsin ben seninim.

Beni eller gibi sevme.
Sen benimsin ben seninim.
Gel beni senden ayırma.
Sen benimsin ben seninim.

Kalpten kalbe bir yol vardır.
Göz ile görünmez sırdır.
İkimizin kalbi birdir.
Sen benimsin ben seninim.

Diyerek, sevmeliler ve sevilmeliler.

Ünlü filozof Sokrates'in eşi dünya cadılık tarihinin gözdelerindenmiş. O yüzden Sokrat'ı da hanımından dolayı filozof saymak pek yanlış sayılmasa gerek.

Bir gün Hanımı Sokrat’ı evinden rezil edip göndermiş. 
 Sonra da hırsını alamamış olmalı ki talebelerine ders verdiği yere gelmiş. Başlamış avazı çıktığı kadar bağırıp çağırmaya. Bununla da hızını alamamış ve orada duran bir kova suyu kocasının başından aşağı boşaltmış.

Sokrat bu olup bitenlere hiç karşılık vermeden sadece tebessüm ediyormuş. Öğrencileri hayret etmişler ve sormuşlar:
“Efendim bunca bağırıp çağırmadan sonra bir de tepeden aşağı ıslattı. Siz buna rağmen hiçbir karşılık vermediniz?"

"Sürpriz değildi." demiş Sokrat. “Eğer şimşek çakar, gök gürlerse peşinden muhakkak yağmur gelir. Bizimki de esip gürledi ıslatması normaldir.”

Öğrencileri, böylesine bir olumsuzluktan sonra onun ne cevap vereceğini merak edip sormuşlar. “Efendim bize evlenmeyi tavsiye eder misiniz?”
"Evet" demiş Sokrat. Siz de mutlaka evlenin. İki ihtimal var: "Karınız ya iyi çıkar ya da kötü. İyi çıkarsa mutlu olursunuz.
 Kötü çıkarsa da benim gibi filozof olursunuz."
 

Yazarın Diğer Yazıları