İbrahim Bin Ethem Hazretleri(5)
Ramazan Sayar
Sahrada bulunduğu bir anda, namaz vakti erişti. Oradaki bir kuyudan, su çekmek üzere kovayı sarkıttı. Geri çektiğinde kovanın, silme gümüşle dolduğunu gördü. Hemen kuyuya gümüşleri boşaltıp, kovayı tekrar sarkıttı. Bu sefer çektiğinde kovanın, altın dolu olduğunu fark etti. Onları da boşaltıp, bir daha sarkıttı. Çektiğinde bu defa da, mücevherle doluydu. Bunun üzerine ellerini açıp niyaza başladı.- Ya Rabbi. Bana hazinelerini gösteriyorsun. Bunlar benim muradım değildir. Ben sana kulluk görevimi yapmak üzere, abdest almak için su istiyorum… Diye yalvardı. Temiz, tatlı ve soğuk suyla dolu olarak kovası kuyudan çıktı.
* * *
İbrahim Bin Ethem Hazretleri, bir gün deniz kenarında oturmuş, elbisesinin söküklerini dikiyordu. Şehrin Valisi geçerken, Hazreti gördü… Kendi kendine: “… — Koskoca Belh padişahının haline bakın. Saltanatı bırakınca eline ne geçti ki… ?” Diye düşünüyordu. O’nun düşündüklerini mana aleminde gören Hazreti Şeyh’in elindeki iğne denize düşüverdi. – İğnemi getirin, ey balıklar. Buyurdu. O zaman bir balık ağzında iğne ile İbrahim Bin Ethem Hazretlerine yaklaştı. O’nu eline alınca, Vali’ye hitapla: - Elime işte bu iğne geçti, ey Vali. Dedi.
* * *
Vefatına yakın bir gece, yatsı namazını kıldı. Uzun uzun dua ettikten sonra: - Ya Rabbi. Şu günahkar kuluna Müslüman olarak ölmeyi nasip eyle. Beni de Salihler zümresine dahil eyle. Diye yalvardı. Sonra seccadesinin üzerinde bir müddet tefekküre daldı. İşte o sırada karşısına nur yüzlü, temiz kıyafetli ve heybetli bir genç çıkıverdi. Bembeyaz elbiseler giymiş, çok güzel kokular sürmüştü. Gülümseyerek O’na bakıyordu. İbrahim Bin Ethem hazretleri şaşkınlık ve hayranlık içinde sordu: - Siz kimsiniz? Nur yüzlü delikanlı: - Ben “Melek’ül Mevt’im” … Vefat vakti gelenlerin ruhunu almakla görevliyim. Deyince; İbrahim Bin Ethem Hazretleri hemen hatırladı. “… — Allah’ü Teala iyi kullarının ruhlarını almak için Azrail’i(as) güzel bir delikanlı şeklinde gönderecektir…” zaten O’nun aniden karşısına çıkıvermesi; insan olamayacağını açıkça belli ediyordu… Vefat edeceğini öğrenen İbrahim Bin Ethem hazretleri: - Ya Rabbi. Sana şükürler olsun. Diyerek hamd etti. Şükür etti… O esnada “Kiramen Katibin” Melekleri de kendisine göründüler. Yaptığı iyi işleri yazmışlar, O’na gösteriyorlardı. İkisi birden: - Ya İbrahim… Allah’ü Teala senin mükafatını bol bol artırsın. Çünkü bizleri, Salihlerin sohbetine götürdün. Allah rızası için birbirlerini sevenlerin yanında bulundurdun. Camilerde ibadet edenlerin arasından ayrılmadın. Güzel şeyler iştik, güzel şeyler gördük. Dediler. Bütün bunlardan sonra İbrahim Bin Ethem hazretlerine Rabbi Teala’nın izniyle; Cennetteki makamı gösterildi. Azrail (as) emrindeki birçok Melekle beraber gelmiş bulunuyordu. Hepsi de Hazret’in sevdiği güzel kokular sürünmüşler, düğüne gider gibi giyinmişlerdi. Vefat ettiği an: “… — Yeryüzünün güvenileni gitti…” diye bir ses işitildi. Bu sesi herkes duyduğu halde, manasını anlayamadılar. Ancak ertesi gün, İbrahim Bin Ethem Hazretlerinin vefatını öğrenince; neyi kaybettiklerini anladılar. Allah rahmet eylesin.