
Harmana Sererler Sarı Samanı
Ramazan Sayar
Afyon'un Emirdağ ilçesinde tırpancı olarak çalışan Kara Yusuf, uzun boylu, yeşil gözlü, esmer bir Türkmen yiğididir.
Yaz geldiği zaman tarlalarda tırpancı olarak çalışmakta, geçimini sağlamaktadır.
Yine bunaltıcı bir yaz gününde tarlada çalışırken bölgenin en büyük çiftliklerinden birinin sahibi olan Tahir Ağa gelir.
Ağa tarlasında çalışanlara azık getirmiştir. Ağanın kızı Elif de azığı Kara Yusuf'a verir.
Elif'i gören Yusuf sevdalanır. İçinde bir kor ateşi yandığını hisseder. Elif de Yusuf'un çakır gözlerine vurulur.
Akşam olup da tırpancılar paydos edince Yusuf da diğerleri gibi kestirmeden Emirdağ'a varır.
Yusuf ve arkadaşları çeşmenin önünden geçer. Elif de arkadaşları ile çeşme başındadır.
Yusuf su içme bahanesi ile çeşmeye doğru yaklaşır. Yusuf, Elif'in uzattığı kalaylı tası alırken gözlerini Elif'ten ayıramaz. Böylece iki genç arasında ki aşk iyice alevlenir.
Bu şekilde kaçamak görüşmeler devam eder. Derken kış gelir. Yusuf sevdiğini daha az görür.
Baharın gelmesi ile birlikte iki aşık daha sık görüşmeye başlar. Fakat bu güzel günler kısa sürer.
Tahir Ağa o sene ağaçlı yaylasına çıkar. Koca konak bir bekçi hariç, yaylaya çıkar.
O dönemlerde her ağanın bir yaylası olurken yaylaya davetsiz kimse gidemezdi.
Bunu iyi bilen Kara Yusuf sevdiceğini görebilmek için yayladan inmesini beklemek zorunda kalır. İki aşık için yeniden uzun bir hasretlik başlar.
En sonunda yaylada otlar sararmaya başlar. Yaylacıların ineceği haberini önceden alan Yusuf o gün işe gitmez.
Çatallı ve Tez köylerinin Emirdağ girişinde adeta nöbete kalır. Uzunca bir bekleyiş sonunda tozu dumana katarak gelen arabayı görür.
Kalbi sevinç ve heyecanla çarparak arabaya doğru koşar. Ancak tozdan kimseyi seçemez.
Tahir Ağa'nın Keçerli' deki konağına gider. Konağın yanına varınca etrafa dikkatlice bakar ama Elif'i göremez.
Ertesi sabah Yusuf çeşmenin başına gider ve Elif'i görür. Akşam buluşmak için sözleşen Elif ve Yusuf, Akşam olunca çektikleri hasretin acısını çıkarırcasına birbirlerine sarılırlar. Kış boyunca ara ara süren bu buluşmalar iki gencin aşkını daha da güçlendirir.
Elif bir sabah içinde bir skıntı ile uyanır. Tahir Ağa eşi İlvanlı Dudu'yu yanına çağırır. Elif'e talip çıktığını söyler.
Emirdağ'ın soylu bir ailesi askerden gelen oğullarına Elif'i istemektedir. Tahir Ağa söz verir. Kız verilecek. İki soylu aile arasında hısımlık bağı kurulacaktı.
Bunu duyan Elif'in başına dünyalar yıkılır. Sevdiği çakır gözlü Kara Yusuf ne olacaktı.
Sevdasını anasına söylemeyi düşündü. İlvanlı Dudu hatırı sayılır bir ağanın kızı idi. Kızını bir tırpancıya verir miydi? Ele güne rezil olur.
Emirdağ'da kimsenin yüzüne bakamazdı. Bu düşünce ile sevdasını anasına söylemekten vazgeçti.
Akşam olunca Elif ağlayarak Yusuf'un yanına gider ve olanları anlatır. İki genç aşık ne yapacaklarını bilemezler. Sıkı sıkıya sarılıp bir zaman öylece kalakalırlar.
Sonunda Yusuf "kaçalım" der. Ancak Elif iyi bir terbiye almış Türkmen kızı olduğundan babasının yüzünü yere getiremeyeceğini ve ayrılmaları gerektiğini söyler.
Sevdalıların gözyaşları sel olup birbirine karışır. Malesef hüzünlü bir aşk hikayesi daha bu şekilde ayrılıkla sonuçlanır.
Elif aynı sene dillere destan bir düğünle ağlaya ağlaya, Osman ile evlenir. Kara Yusuf ise en iyi bildiği iş olan tırpancılığa devam eder.
Elif'in adını anmadan yıllarca ona yaktığı ağıtlar günümüze kadar gelir. Türkü olarak söylenir.
Şimdi çakır gözlü kara Yusuf , Elif için neler söylemiş dinleyelim.
Harmana sererler sarı samanı.
Hiç gitmiyor şu dağların dumanı.
Gel otur yanıma canım sevdiğim.
Ayrılık mı olur? Harman zamanı.
Çeşmenin başına ışmar eyledin.
Bir sevgi sevdim de pişman eyledin.
Keşke bu sevgiyi sevmez olaydım.
Beni anamınan düşman eyledin.
Divane mi deli miyem hele ben?
Bir yar için dolaşırım çöle ben.
Bana sevdiğinden vaz geç diyorlar.
Deli gibi sevdim vazgeçemem ben.
Gacelli çeşmesi bir ince yoldur.
Ela gözlüm de testini doldur.
İntizar eyle de kocanı öldür.
Öldür kocanı da aleyim seni