Ramazan Sayar

Ham Meyveyi Kopardılar Dalından

Ramazan Sayar

Ziya yakışıklı bir delikanlıdır. Yozgat'ın Karacalar Köyündendir. Aynı köyden Fikriye adlı kızı sever ve nişanlanır.

Fikriye'nin babası Karacalar Köyü imamı Ali Hocadır.  Daha sonra Ali Hoca Kızıltepe Köyüne imam olur.

Ziya sık sık nişanlısını görmeye at sırtında gider. İki tarafta birbirlerini oldukça sevmektedir.

Ziya bir gün ekin sularken üşütmüş ve karın ağrısından şikayet etmektedir. Doktora gider ama fayda bulamaz. Bir hafta içinde ölür.

Bir başka söylentiye göre ziya yakışıklı, at düşkünü, çok iyi ata binen, iyi cirit oynayan bir yiğittir.

İki köy arasında oynanan ciritte attan düşer orada ölür.

Fikriye nişanlısının ani ölümü karşısında duyduğu acı ve kederi ağıta döker. Böylece "Ziya Türküsü" ortaya çıkar. 

Çamlığın başında tüten bir tütün.
Acı çekmeyenin yüreği bütün.
Ziya'mın atını pazara tutun.
Gelip geçen Ziya'm ölmüş desinler.

At üstünde kuşlar gibi dönen yar.
Kendi gidip ahbabları kalan yar.

Benim yarim yaylalarda oturur.
Ak elini soğuk suya batırır.
Demedim mi nazlı yarim ben sana?
Çok muhabbet tez ayrılık getirir.

At üstünde kuşlar gibi dönen yar.
Kendi gidip ahbabları kalan yar.

Ham meyveyi kopardılar dalından.
Beni ayırdılar nazlı yarimden.
Eğer yarim tutmaz isen salımdan.
Onun için açık gider gözlerim.

At üstünde kuşlar gibi dönen yar.
Kendi gidip ahbabları kalan yar.

Uzun olur gemilerin direği.
Yanık olur anaların yüreği.
Ne sen gelin oldun ne ben güveyi.
Onun için kapanmıyor gözlerim.

At üstünde kuşlar gibi dönen yar.
Kendi gidip ahbabları kalan yar.

Yazarın Diğer Yazıları