Ramazan Sayar

Güvercin Uçuverdi (MİSKET)

Ramazan Sayar

Ankara'nın sayılı efelerinden Osman, genç, yakışıklı, geniş omuzlu, burma bıyıklı...
Huriye'nin gönlü bu Osman Efe'de. Osman Efe evin önünden geçerken; Huriye atlıyor bahçeye, tırmanıyor misket (elma) ağacına.
İkisinin de yüreğinde  ılık bir şeyler akıyor. Osman Efe, Huriye'yi hiç adı ile çağırmıyor . "Misket" diyor Huriye'ye.
Yörenin ünlü ağalarından Kır Ağa, bir gün Huriye'yi pınar başında su doldururken görür.
Aradan bir hafta geçmeden Kır Ağa, Huriye'yi istedir. Babası, "Kır Ağa yiğit insandır, malı mülkü yerindedir." diyerek Huriye'yi vermek ister. 
Annesi Huriye'nin ağzını arar, fakat Huriye: "Ölsem de Kır Ağa'ya varmam." cevabını verir.
Huriye, akşamı zor eder. Bahçeye çıkıp, Osman Efe'nin yolunu gözler. uzaktan atını görünce, tırmanıp çıkar elma (Misket) ağacına. durumu bildirir Osman Efe'ye...
Osman Efe çılgına döner. Kır Ağa'ya haber gönderir. "kendini sever, sayarım. yiğit kişi bellerim. yolumdan çekilsin. sonu iyi olmaz." der.
Haberi Osman Efe'den Kır Ağa'ya götürenler, bire bin katarak anlatırlar.  "Osman diyor ki: "Kır Ağa kim oluyor da benim sevdiğim kızı alacak. Leşini sererim onun." diye.
Kır Ağa: "Demek dünkü çocuk bize meydan okuyor. Kendine güveniyorsa karşıma çıksın." diye Osman Efe'ye haber gönderir.
Tabi haberi götürenler Osman Efe'ye de bire bin katarak anlatırlar.
Osman Efe, Kır Ağa'ya, Kır Ağa,  Osman Efe'ye kinlenir.
Sonunda kıran kırana kavga etmeye, sağ kalanın Huriye'yi yani Misket'i almasına karar verirler.
Belirlenen gün ve yerde karşılaşırlar.
Bıçaklar çekilir... Huriye ise durumu merakla bekler. Elma (Misket)  ağacının üstüne çıkar yolları gözler.
Bir yandan da Osman Efe için dua eder. Osman Efe ise Kır Ağa karşısında aslanlar gibi dövüşür.
Kır Ağa birden durur. "Benim ile böylesine boy ölçüşen yiğide, ben kıyamam. Koç olacak kuzuya bıçak çekemem. Vur bıçağını bağrıma. Misket senin olsun." der.
Osman Efe önce şaşırır. Sonra O da bıçağını yere atar. Koşup Kır Ağa'nın ellerine sarılır.
Kadınlar da kızlar da yollara dökülmüş kalabalığı beklerken Misket ise çıktığı elma (Misket) ağacında duramaz. Daldan dala geçip gelenleri seçmeye çalışır.
Derken kalabalık yaklaşır. Önde Kır Ağa, arkasında kalabalık. Gözler Osman'ı arar ama göremez. Birden başı döner, gözleri kararır. tepe üstü ağaçtan aşağı düşer. Cansız bedeni yere yığılır.
Çok geçmeden kalabalık elma (Misket) ağacına ulaşınca bir feryat kopar. Osman Efe artık oralara sığmaz. 
Kadınlar, kızlar perişan. Misket kızın yani Huriye'nin bu hikayesi dilden dile dolaşıp günümüze kadar türkü olarak gelir.
Gelin şimdi bu anonim ağıtın dörtlüklerini dinleyelim...

Misket
Güvercin uçuverdi.
Kanadın açıverdi.
Elin oğlu değil mi?
Sevdi de kaçıverdi.

A benim aslan yarim.
Duvara yaslan yarim.
Duvar cefa götürmez.
Sineme yaslan yarim.

Güvercinim uyur mu?
Çağırsam uyanır mı?
Yar orada ben burada.
Buna can dayanır mı?

A benim hacı yarım.
Başımın tacı yarim.
Eller bana acımaz.
Sen bari acı yarim.

Caminin müezzini yok.
İçinin düzeni yok.
Çok memleketler gezdim.
Misket'ten güzeli yok.

Caminin ezan vakti.
İçinin düzen vakti.
Ben Misket'i yitirdim.
Sonbahar gazel vakti.

Yazarın Diğer Yazıları