Gaybı Kimse Bilemez!
Ramazan Sayar
Bazıları, akıldan geçenleri okuyabilirler. Cinlerden huddam (metafizik ilmi) kullanmak suretiyle birtakım sırları öğrenebilirler.
Karşılarında olanlara da bunun, manevi bir hal olduğuna inandırabilirler. Cahil insanlar da; "Bu insanın gönül gözü açık. Benim kalbimdekini bildi." diye düşünebilirler.
Gerçekleşmeden önce bazı şeylerin hissedilmesi veya bilinmesi gibi sıra dışı haller, Allah'ın bazı kullarına olan bir deneme şeklidir. Bu tip olaylar doğru da çıkabilir, yanlış da…
Kurtubi’nin kayıp bölümünde bir olay anlatılır:
"Zalim lakabıyla meşhur olan Emevi valisi Haccac'ın huzuruna bir müneccim girer. Haccac onun gözlerini bağlattıktan sonra, eline biraz çakıl taşı alarak onları sayar ve elimde:
"Kaç tane taş var?" diye sorar.
Müneccim taşların sayısını doğru olarak söyler.
Haccac bu defa saymadan bir avuç taş alır.
“Şimdi söyle bakalım elimde kaç tane ta taş vardır?"
Müneccim tahminde bulunur. Fakat yanılır. Sonra da:
“Ey Emir! Öyle zannediyorum ki, onların sayısını sizde bilmiyorsunuz?” der.
Haccac: "Evet bilmiyorum." deyince.
Müneccim: "O halde sizin bilmediğinizi ben de bilemem.” der.
Haccac: "Bununla öncekinin arasında ne fark var?" diye sorunca, Müneccim:
"Öncekileri saymıştınız. O zaman taşların sayısı kayıp sınırlarından çıkmıştı. (Sizin zihninizdeki benim zihnime transfer olmaktaydı) Bunları ise saymadınız. İşte bu kayıptır ve gerek göklerde, gerek yerde olanlardan hiç kimse gaybı bilemez. Yalnız Allah bilir. ( Neml 65)
