Evlilik (2)
Ramazan Sayar
Erkekler, kadınları Allah’ın emaneti olarak alırlar. Emanete sahip çıkmak gerekir. Kaya İbn-i Sad: “Hira’ya geldiğimde halkının devlet reislerine secde ettiklerini gördüm. İçimden ‘Allah’ın resulü buna daha layıktır’ dedim. Peygamberimize durumu anlattım. Allah’ın resulü: “Eğer kulun kula secde etmesini emretseydim kadının kocasına secde etmesini emrederdim.” Buyurdu.
Evin idaresi kadının elindedir. Adamın birisi evlenir, eve bir paket kahve getirir. Kadın bu kahvenin kabını dışarı atınca kadından boşanır. İkinci evliliği de aynı sonuçlanır. Üçüncü evliliğinde kadın kahvenin paketini dürüp bir kenara koyar. Adam neden öyle yaptığını sorar. Kadın: “Efendi, sakla samanı gelir zamanı demişler. Bizden ekmek istemez aş istemez. Elbet bir derde deva olur. Adam: “İpini niye toplayıp astın?” diye sorunca kadın: “Bey, bir gün olur bir yeri bağlamak için lazım olur. Demirden de ipekten de daha kıymetli olur.” diye cevap verince adam: “İşte şimdi ev idare edebilecek akıllı hanımı buldum.” Der.
İyi huylu kadın sirkeyi bal yapar
Kötü huylu kadın balı sirke yapar
Kişi hanımından memnun olursa mutlu olur
Kişi hanımında memnun olmazsa filozof olur
İyi huylu kadın kulu vezir eder
Kötü huylu kadın veziri rezil eder
* * *
Demişler. Yeni evli genç birisi tecrübeli bir ihtiyara hep eşini övermiş. Bir gün yaşlı adam, genç çifti evine davet eder. Hanımına: “Hanım, bir karpuz getir de misafirlerle yiyelim der.” Karpuz gelir. “Bu olmamış başka getir” diye karpuzu gönderir. Bu gelip gitme on defa tekrar eder. Daha sonraki günlerde yaşlı çift genç evlilere misafirliğe gider. Genç adam eşine: “Hanım, bir karpuz getir yiyelim.” Der. Hanımı getirir. “Olmamış bu, başkasını getir.” dediğinde hanımı üçüncü defasında: “Adam, zaten üç karpuz var. Daha ne istiyorsun?” diye çıkışınca yaşlı adam der ki: “Bak yavrum, bizde tek karpuz vardı, siz de ise üç… Bundan sonra daha dikkatli ol diyerek bir ders verir.
* * *
Vaktiyle Müslüman iyi huylu bir kadın, zengin ama ağzından hiç Allah kelamı çıkmayan bir adamla evlenir. Gül gibi geçinip giderlerken bir gece adam uykusundan uyanır bir bardak su ister. Hanım suyu getirir. Fakat kocasını uyur bulur. Elinde su ile uyanmasını bekler. Kocası uyanınca hanımına niçin beklediğini sorar. Hanım durumu anlatır. Adam: “İyi huylu hanımım, dile benden ne dilersen?” der. Hanım: “Beni boşa.” Deyince adam tuhaf olur. Merdivenlerden aşağı inerken ayağı takılır. “Allah” diye bağırınca hanımı: “Tamam bey, dilediğim yerine geldi.” Der ve bunun üzerine adam o günden sonra ibadete başlar.
* * *
Şabi hazretleri kadı Şureyh’in tavsiyesi üzerine Beni Tamim kabilesinden Hudeyr’in kızı Zeynep ile evlenir. Öyle mutlu evlilikleri olur ki Kindeli’li huysuz, devamlı kavga eden komşularını görünce şöyle der:
Zevceler içinde Zeynep’im bir tek
Kırılsın ellerim vurursam kötek
Adaletsizliktir suçsuzu dövmek
Zeynep’ime haktır methedip övmek
Kadınlar için o bir güneştir
Diğer kadınlar ise yıldıza eştir
Güneşin karşısında yıldız kaybolur
Erkek saadeti yuvada bulur
Zeynep itaatli Zeynep sadıktır
O’na dayak değil methiye layıktır