Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

ZEYTİNDALI HAREKÂTI

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Yurt içinden ve yurt dışından gelen her türlü aleyhteki, zararlı faaliyetlere yani silâhlı tecavüzlere bir son vermek için yapılan askeri harekât, bilindiği gibi, ‘zeytindalı harekâtı’ adıyla ifade edilmiş ve edilmektedir.

‘Zeytindalı’ (zeytin dalı) mecaz bir ifade olup dilimizde barış sembolü olarak kullanılmaktadır.

         İsminden de anlaşılacağı üzere memleketimiz ve milletimize karşı öteden beri, fırsat buldukça gerçekleştirilen ve sürdürülen tecavüzler artık hoş görülecek veya göz yumulacak dereceyi çoktan aşmış olması sebebiyle, bunlara bir son verilmesi gerektiği düşünülmüş ve böyle bir askeri harekete lüzum görülmüştür.

Ancak yapılacak harekâtın onların yaptıklarından yani düşmanca yapılan davranışlardan farklı olabilmesi için de sergilenen tecavüze karşılık bir barış eli uzatılmak da istenmiştir.

Bu sebeple de yapılacak harekât, sebepleri ve sınırı önceden bütün dünyaya duyurulmuş ve aslında bizimle dostluk anlaşmaları bulunan devletlerin yapılacak harekâtın sınırları içinde bulunan teröristlere yardım ve destek veren milletlere de haber verilerek korunmaları istenmiştir.

Bunlardan Rusya gerekli tedbirleri almış ve atılacak bomba ve top güllelerine muhatap olmamak için gerekli tedbirleri almış ve bulundukları yerleri terk etmişler. Yalnız aynı ittifakın içinde bulunan bazı dost (!) devletler de çekilmemişler ve hatta çekilmeyeceklerini açıklamışlardır. Nitekim Amerika yapılan harekâtın bir devamı olan Membiç’teki yerlerinden çekilmeyeceklerini ilân etmişlerdir.

Aslında Bir NATO üyesi olan Amerika konumuyla bizimle aynı ilke ve düşünceleri paylaşmış olmaktadır. Bu sebeple de yapılan saldırıların bize öteden beri zarar vermekte olduğunu da görmekte ve bilmektedir.

Onlardan beklenen bizim uğradığımız bu zararı veren zararlı unsurları, birlikte bertaraf etmek olmasına rağmen aksine zarar verenleri her türlü malzeme ve taktikler vererek desteklemeleri, gerçekte bizimle dost olmak ve her türlü düşmanlığa karşı birlikte karşı koymak düşüncesiyle bir birliktelik olmadığının apaçık delilidir.

Ben daha önce de bir vesile ile belirtmiştim: NATO üyesi olan devletler bizi bu ittifakın içine alırken, bize karşı takınılacak her türlü davranışlar, nereden gelirse gelsin, onlara birlikte karşı çıkmak için değil, sadece bizi göz önünde bulundurmak için aldıkları düşüncelerini, bugüne kadar takındıkları tavırlardan belli etmişlerdir.

Aslında Avrupa Birliğine alınmayış sebebinin altında da yatan sebep budur. Yani bizi oraya alırlarsa bugünkü ekonomik durumumuzu daha bir üst seviyeye çıkarmamız imkânına kavuşabileceğimiz düşüncesi ve endişesidir.

Bu bakımdan gerek askeri ve gerek ekonomi açısından birlikte olduğumuz ve olmak istediğimiz ne kadar birlik varsa ve eğer biz bu birliğin içinde bulunmaktan bir fayda göreceksek bilelim ki, böyle bir birlikteliğin içine giremeyiz ve ne yaparsak yapalım bizi almazlar.  

 

Yazarın Diğer Yazıları