
YILBAŞI KUTLAMALARI
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
İyi veya kötü bir yılın daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Fakat biz geçirdiğimiz yılın ardından bakmayı ve geçen günleri gözden geçirip eksik ve fazlalıklarımızı değerlendirmek yerine gidene ‘güle güle’, gelene de ‘hoş geldin’ demeye alışık olduğumuz ve böyle söylemeyi de bir nezaket olarak değerlendirdiğimiz için olmalı ki, geriye bakmayı pek hoş karşılamamaktayız.
Hâlbuki geleceğe umutlu bakabilmemiz ve ufkumuzu açabilmemiz geçmişteki yanlışlarımızı ve doğrularımızı iyi bilerek gelecekte doğru bildiğimiz davranışlarımızı sergilememize bağlıdır.
İnsana yakışan bu olduğu gibi, inanan bir kimse de yani bir Müslüman da ancak güzel ve doğru davranışlarda bulunmak zorunda olduğunun idrakinde olmalıdır, diye düşünülür. Bu sebeple de doğru işler yapabilmek için geçmiş tecrübelerden istifade etmek her Müslüman için kaçınılmaz bir görevdir.
Fakat ne yazık ki, günümüzde böyle davranışları görmemiz pek mümkün olmuyor. Yani insanımız, o gece kendi nefsi ile baş başa kalıp geçen bir yılını da düşünerek ve ölüme, geçen yıla göre bir yıl daha yaklaşmış olduğunu göz önünde bulundurarak hareket etmeye pek yanaşmamaktadır. Aksine böyle bir yılı daha geride bırakmış olmanın mutluluğunu yaşamaya çalışmaktadır.
Ancak bunda da aşırı gitmekten kendisini alamamaktadır. Meselâ daha yılbaşı gelmeden o gece ne yapacağını önceden plânlar ve nasıl bir eğlenceyi seçeceği noktasında düşünür ve aynı düşüncede gördüğü kimselerle bu konuda istişareler yapar. Zevki artırabilecek ve hatta ertesi günü başkalarına karşı asla ulaşılmaz bir gece geçirdiğini anlatabileceği katkılarını almaktan çekinmez.
Zevkinin peşine düştüğü ve kendisini kontrolden uzaklaştırdığı için de dininin yasakladığı şeyleri yapmaktan da çekinmez. Meselâ yasak olan alkollü içki içer, kumarın bir türü olan piyango ile meşgul olur ve bunları bir eğlence olarak görür.
Kendisini ikaz edecek bir akıllı ile karşılaşsa onu da kendisine arkadaş edebilme yollarını aramaktan çekinmez.
Aslında böyle gün ve geceler bir Müslüman için kendisini hesaba çekme günü ve zamanıdır.
Etrafımızda cereyan eden olaylara bir bakalım. Herkes bir gün öncesine göre daha rahat ve daha müreffeh nasıl yaşayabilirim; maddi yönden nasıl kendimi daha mutlu hâle getirebilirim diye koşuşturup durmaktadır. Fakat bunların içinden bazı kimseler âhiretini de ihmal etmemek gayretindedir.
‘Acaba bu konuda yolun neresinde bulunuyorum?’, diye kendisine sormalıdır. Hem dünyası ve hem de âhireti için ne yapması gerektiğinin hesabını yapmalı ve gelecek hayatına gerektiği gibi yön vermelidir.
Nitekim ticari hayatı olanlar yılsonunda kendilerini ve geçen bir yılın hesabını önlerine koyarak bir değerlendirme yaparlar. Eksiklerini ve fazlalıklarını gözlerinin önüne dökerek nerede yanlış yaptıklarını tespit etmeye çalışırlar. Bu durum onların yeni yılda nasıl hareket etmeleri gerektiği konusunda yol gösterici ve yön vericidir.
Tıpkı bunun gibi bir Müslüman da dini açıdan durumunu bir gözden geçirmeli gelen yeni yılda hareket stratejisini belirlemelidir.
Esas yılbaşı kutlaması veya yılsonu hesabının görülmesi bu şekilde hareket edilirse bir anlam kazanır. Yoksa geldiği gibi gitsin şeklindeki bir düşünce akıllı bir Müslümanın düşüncesi olamaz.