Yeniden Başlamak
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Epeyce bir ara verdikten sonra yeni bir gazetede yeniden yazı yazmak da varmış kaderimizde. Diğer bir ifade ile yazı ile yeni okuyucu kitlesinin huzuruna çıkmak. Bundan böyle aziz okuyucu, haftada iki gün gazetenizde sizlerle buluşmayı ümit ederek ilk yazıma başlıyorum. Tabii bu gazetede sizinle ilk buluşmamız veya ilk karşılaşmamız olunca ilk hitabımız sizleri selâmlamak olacaktır. Ben de sizleri Allah’ın selâmı ile selâmlayarak yazmaya başlıyorum: “Allah’ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun”, aziz okuyucularım.
“Gazetemiz” demem gerekirken “Gazeteniz” deyişim aslında benim gazetenin içinde bir kişi olarak ilk defa bulunuşumdan dolayıdır. Yoksa gazetemizi henüz benimsememiş olmamdan dolayı değildir. Bunu anlayacağınızdan ve hatta anlamış olmanızdan eminim ve bu konuda asla hiçbir tereddüt ve şüphem de yoktur.
Tesadüfe bakın ki, bugün aynı zamanda yeni milletvekillerimizi seçmek durumunda olduğumuz bir gündür. Yapılan işe bakacak olursak milletçe üzerimize tabii olarak yüklenmiş bir görevi yerine getiriyoruz, demektir. Bu görev aynı zamanda yerine getirilmesi, seçmen olan bizlere, şeref veren, şerefli bir görevdir. Yani bir taraftan görev yaparken, diğer taraftan yaptığımız iş, bizim için bir şeref kazanma vesilesi olmaktadır. Gerçi seçilenler açısından bakan kimseler seçilenlerin dokunulmazlığının da bulunduğunu dikkate alarak, yapacakları işin onlar için bir şeref vesilesi olduğunu düşünebilirler. Fakat böyle bir göreve kimi lâyık göreceğimizi ve gördüğümüzü seçmek hakkının bize verilmiş olması bu şerefin bize ait olduğunu gösterir.
Ancak özellikle de bizim gibi, içinden seçilerek çıktıkları asil bir millete verilecek bir hizmetin bu hizmeti verenler için de bir şeref vesilesi olduğu göz ardı edilemez. Onun için seçilenler de kendilerini seçen seçmenlerinin benimsediği istikamette hareket etmeleri ve onlara lâyık olmaya çalışmaları başta gelen ve asla unutmamaları gereken bir görevdir. Üstelik onlar bu göreve talip olan kimselerdir. Bir göreve hem talip olmak hem de bu görevi önemsememek veya hizmet verdiği kimseler açısından ne yaparsam onlar için yapıyorum düşüncesiyle kendisine göre iyi ve güzel gördüğü, ancak seçmenler açısından hiç de güzel olmayan bazı işleri yapmaya kalkışmak görevin ciddiyeti ile bağdaşmayan bir davranış olacaktır. Onlara gerçek şerefi verecek olan da yaptıkları işi makam, mevki ve başkaları beni üstün görsünler diye değil, yapılması gereken ve yapmakla yükümlü olduğunu takdir edip bunu asla unutmadan millet ve memleket için verdikleri hizmet olacaktır.
Bu düşüncelerle seçilenleri tebrik ediyor, memleketimiz ve milletimiz için hayırlı hizmetler vermelerini ve verecekleri her hayırlı ve faydalı hizmetler için kendilerine Allah’ın yardımını esirgememesini diliyorum.