
YENİ YILI KARŞILAMA
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Nihayet 2019 yılını da eskitmiş bulunuyoruz. Yeni yıl bir an önce gelsin diye çağırıyor ve gelmesi için davetiyeler çıkarıyoruz. Fakat geldiğinde ne yapacağımız konusunda bir düşüncemiz yok. Bazılarının yaptığı çağrılara uyarak biz de ‘uydum kalabalığa’ diyerek çağrıda bulunuyoruz.
Çoğu zaman da gelenin gideni aratıp aratmayacağını düşünmüyor ve gelenin gideni kovaladığı ilkesinden içinde yaşadığımız yılın bir an önce bizi terk etmesini arzu ediyoruz.
Böyle bir düşünce belki bazı konularda geçerli ve bizim bir yeniyi daha denememiz için bir fırsat olabilir.
Ne var ki, bugüne kadar çeşitli konularda yapmış olduğumuz yeni denemelerimiz bizi doğru yola ulaştırmış bulunmamaktadır. Özellikle de her yeni yıl gelişinde yaptığımız çağrı ve karşılama merasimlerimiz bizi hep aradığımıza ulaştırmak yerine umutsuzluğa ve hayal kırıklığına ulaştırmış bulunmaktadır.
Bu umutları hep geçmiş yıllarımızda yaşamış olmamıza rağmen bugün yine aynı hayalin peşinde yürümekteyiz.
Hiç olmazsa şöyle bir düşünceyi aklımıza getirebiliriz: Bir yıl önce de ben böyle bir hayal peşindeydim. Bu hayalin üzerinden bir yıl geçti. Fakat ben de iyiye doğru bir gidiş ve bir hareket oldu mu?
Eminim ki, pek çoğumuz kendimize sorduğumuz böyle bir soruya müspet cevap veremeyecektir. Böyle olduğuna göre yeni bir yıl daha geldi veya geliyor diye niçin göbek atalım? Ömrümden bir yıl daha geçti diye niçin sevinelim?
Eğer sevinmek istiyorsak kendi kendimizi bir hesaba çekmeliyiz. ‘Acaba ben geçmişe havale etmeye yaklaştığımız 2019 yılında ne yapmam gerekiyordu?’. ‘Yapılması gereken şeylerden ne kadarını yaptım veya yapabildim?’. Maddi ve manevi yönden kazançta mıyım, yoksa zararda mı?
Aslında insan olarak bizlerin iki dünya hayatı vardır. Bunlardan birincisi dünya hayatımızdır ve bir Müslüman olarak bizim öteki dünyamız da bu dünyadaki hayatımızda kazanılacaktır. Bu sebeple bu hayatta yaptığımız ve yapacağımız işler ve çalışmalar iki dünyada da bizi kâra ulaştırmalıdır.
Yalnızca bu dünyamızı mamur etmek bizi asıl hedefimize ulaştıramaz. Gelecek olan âhiret hayatımız da bu dünyada kazanılacaktır. Bu dünyadaki işlerimizin inandığımız dinimize uygun olması halinde böyle bir kazanca ulaşabileceğimizi bilerek kendimizi yalnızca dünyalık elde etmeye değil, iki dünyamıza da yaracak şekilde kullanmalıyız.