Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Yaşadığımız günlerin hatırlattıkları

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Yaşadığımız günler hiç kimse için iç açıcı bir durum olarak görünmüyor. Her gün karşılaştığımız olaylar birbirinden farklı olsa da hepsi ayrı ayrı kalbimizi yakıyor ve içimizi sızlatıyor.

Özellikle de öteden beri alışık olduğumuz serbest ve hür yaşayışın sembolü olan davranışlarda bulunduğumuz günler artık özlediğimiz günler olarak geride kalmış bulunuyor. Aslına bakarsak hepimiz o günlerin özlemi içindeyiz.

Bu sebeple geçmiş günlerimiz ile yaşamakta olduğumuz günleri hatırlayarak kendi kendimize bir değerlendirme yapsak sanıyorum herkes kendisini suçlayacak bir yanlış hareketin sorumlusu olarak görecektir.

Bırakalım geçmişi, içinde yaşadığımız günlerden bir taraftan şikâyet ederken, diğer taraftan bu günlerin devamını sağlayacak davranışlardan bile vazgeçmiş bulunmuyoruz.

İçinde bulunduğumuz zor günlerden kurtulmanın yolu ve çaresi ilgililerce her gün ısrarla ve tekrar tekrar anlatılıyor, bildiriliyor ve gösteriliyor olmasına rağmen, ‘bunların hiçbirisi bana değil’ diyerek ve başkalarını da suçlayarak kendimizi temize çıkarmak gayretine düşüyoruz. Yani ‘herkes suçlu ama ben suçlu değilim’ veya ‘bana gelinceye kadar başkalarının ne yaptıklarına bakın’ diyerek kendimizi olaylara konu olmaktan uzak görüyor ve temize çıkarmaya çalışıyoruz.

Aslında bu durumu yalnız bu konuya bağlamak yerine bütün hayatımız boyunca davranışımız olarak genellememiz de mümkündür.

Çünkü herkesin gözü karşısındakini görecek şekilde yaratılmıştır. Bundan dolayı da başkalarının yaptıkları, iyi veya kötü’ ne varsa hepsi açık bir şekilde görülüyor ve biz de görüyoruz. Fakat bunların iyi olanlarını görüp yapmak yerine kötü olanları kınayarak, ayıplayarak ona yakışmadığını konuşurken, kendimiz de aynı şeyleri yapmaktan kaçınmıyoruz.

Ancak bütün bu yaptıklarımızdan dolayı suçlanmak veya kınanmak durumunda kaldığımızda ise hep karşımızdakileri gösterip suçluyoruz.

Unutmayalım ki, gözlerimiz sadece başkalarının yaptıkları kötü ve yaramaz işleri değil, iyi olanları da görmektedir. Bu durumda bizim yapacağımız şey gördüğümüz iyi, güzel ve hem başkalarına, hem de kendimize faydalı olacakları yapmak, kötü ve zararlı olanlarından da sakınmak ve asla yapmamaktır.

Çünkü her şeyden önce kişi gerek dünyada ve gerek âhirette bunlardan sorumludur. Zira Allah biz insanlara dünyada iken bazı şeyleri, özellikle yapmamızı istemiş ki bunları yapmamız farzdır. Bir kısmından da sakınmamızı istemiştir ki, bunlar da yasaklar ve haramlardır.

Ne var ki, insan olarak bizler bu durumun aksine de davranabiliyoruz. Fakat bizim bu konuda yine de bir avantajımızın olduğunu da unutmayalım.

Çünkü eğer bu yanlış davranışımız bir kardeşimiz olan insana yönelik ise ondan af dileyerek suçumuzu bağışlatabildiğimiz gibi, Allah’a yönelik ise tövbe etmek suretiyle O’ndan bağışlanma da dileyebiliyoruz. Fakat ne var ki, çoğu zaman bunları ihmal ediyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları