
SURİYELİ SIĞINMACILAR
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Bugün memleketimizde, üç milyondan fazla Suriye’den gelen ve sığınmacı olarak tavsif edilen yabancı bulunduğu ifade edilmektedir. Tabii bunlar keyif için veya imkân sahipleri olduklarından dolayı daha iyi imkânlara sahip olan Türkiye’ye gidip artık bundan böyle hayatımızı burada sürdürelim diye gelmiş değillerdir.
Belki çoğu memleketlerinde kıt kanaat geçinebilen birer aileye sahip veya böyle bir aile içinde bulunuyorlardı. Belki de gerçekten içlerinde, geldikleri yerde yaşayan insanların geneline baktıklarında onlardan daha iyi imkânları olanlar da vardı. Fakat onları buraya sürükleyen sebepler bunlar değildi.
Eminim ki, muhacir olarak geldiği yerde yaşamak yerleşik olarak memleketinde yaşamaktan daha iyi değildir. İsterse muhacir olarak geldikleri yerin imkânları daha iyi olsun.
Nitekim dikkat edilirse, özellikle de muhacir olarak geldikleri, Türkiye’ye onların açısından bakarak değerlendirdiğimizde durumun böyle olduğunu görmemek mümkün değildir.
Bunun en canlı örneği yine onların sergilediği davranışlarda görmemiz mümkündür. Çünkü bazıları gelip Türkiye topraklarında bir müddet kaldıktan sonra daha iyi imkânları bulacağını zannettiği başka ülkelere gidebilmek için ne sıkıntılara katlandıklarını ve yollarda ne kadar telef olduklarını haberlerde sıklıkla duymaktayız.
Yollarda perişan olanları mı, yoksa sularda boğulanları mı ararsın? Hepsini çok az farklı gün aralıklarıyla gördüğümüz ve işittiğimiz gerçek birer olaydır. .
Bütün bu durumlar bizlere sadece onlara acımamız ve elimizden gelen yardımı da esirgemememiz gerektiğini hatırlatmaktadır.
Fakat ne yazık ki, bu günlerde devlet olarak yaptığımız, millet olarak da maddi ve manevi yardım edebileceğimizi hep dile getirdiğimiz ‘zeytindalı harekâtı’nın ardından memleketimizde bulunan bu kimselerin de memleketlerine giderek onlarla birlikte savaşmaları gerektiği dillendirilmektedir. Fakat bu normal bir akıl işi ve normal bir düşünce olarak görülemez.
Çünkü bu harekât bir devlet gücü ve askeri birliğin işidir. Onun ardında her şeyiyle donanımlı ve eğitimli bir ordu, güçlü ve hür bir devlet bulunmaktadır.
Buradaki Suriyeliler ise kendileri her türlü himayeye ve maddi yardıma muhtaç kimselerdir. Üstelik güvenebilecekleri bir devlet ve hükümet de yoktur. Buraya gelişlerinin sebebi zaten o yönetimden kurtulabilmektir.
Oraya dönse neyle, nasıl ve hem de kime karşı savaşacaktır? Kendisini rahatsız edip yer ve yurdundan eden kimselere karşı savaşacaksa ve yapabilecek olsa zamanında orada kalıp bu işi o zaman yapardı. Kaldı ki, kendisini yer ve yurdundan eden yönetim ve bu yönetimin yetkilileri hâlen bugün iş başında bulunmaktadır.
Bu durumda onlara haydi memleketinize gidin orada ne hâliniz varsa görün demek, açıkça onları ölüme göndermek demektir.
Böyle bir şeyi dillendirmek de konuyu bilmem