
SURİYEDE YENİ OYUNLAR
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Güney sınırlarımızdan uzun zamandan beri bizleri rahatsız eden ve kendilerini silâh, mühimmat ve her türlü maddi imkânlarla destekleyen, yetmedi kendilerini eğitip yönlendiren teröristleri, sözde dostumuz devletlere rağmen yok etmek üzere Suriye toprakları üzerinde harekete geçen ordumuzun bu faaliyetinin başlangıcından günümüze bir ay geçmiş bulunuyor.
Aldığımız haberler ise bizim sevincimizi, ordu ve milletimize olan güvenimizi artırmış ve artırmaktadır.
Aldığımız haberlere göre tahmin edilen terörist sayısının bu zaman içinde yüzde on beş civarında olan miktar etkisiz hâle getirilmiş ve saha olarak bunların yerleştikleri yerlerin tahminen üçte biri temizlenmiş bulunmaktadır.
Bu gerçekten askeri bir harekât olarak ve yabancı topraklar üzerinde gerçekleştirilen bir harekâttan beklenen en yüksek derecede verimli bir netice olarak değerlendirilmelidir. Çünkü bu başarı karşısında şehit sayımız otuz kadardır.
Her bir şehidimizin yalnızca ailesini değil, kendisini destekleyen milletimizin her birinin yüreklerini yaktığı hiç şüphe götürmez. Hiç şüphesiz her bir şehidimiz, inancımıza göre, doğrudan cennetin yolunu tutmuştur. Bize teselli olan nokta da burasıdır.
Çünkü her insan nasıl olsa ölecektir, ancak böyle bir ölümle ölmek ölen kimsenin hem kendisini ve hem de geride kalan bizler için bir teselli vesilesidir ve bu da bize yetiyor.
Bu vesile ile şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ederken özellikle de kederli ailelerine ve milletimize baş sağlığı diler ve en yukarıdan aşağıya doğru bütün komutanlarımızı bu başarıdan dolayı kutlarız. Allah’tan da bu harekâtın memleketimiz ve milletimiz için en güzel sonuca ulaştırmasını diler ve O’na dualarımızla yalvarırız.
Bugüne kadar alınan bu netice bizleri ne kadar memnun edip sevindirdi ise de özellikle de görünüşte dost bildiğimiz, fakat aslında hiçbir iyiliğimizin ve başarımızın yanında yer almayan ve sevinemeyen devletleri üzmüş bulunuyor. Daha harekât başlamadan, engelleyebilmek için giriştikleri faaliyetlerine bile son vermiş değillerdir.
Harekât sırasında karşımıza çıkmak ve her türlü olumsuz hareketlerin içinde yer almak yetmeyince bugün yeni bir taktiğe başvurmuş görünmektedirler.
Bilindiği gibi, harekâtın başladığı ve hâlen sürdürülmekte olan toprakların üzerinde müstakil bir Suriye Devleti bulunmaktadır. Her ne kadar günümüzdeki yöneticileri kendi vatandaşlarına yeterli mutluluğu sağlamak yerine onları sınır dışına kaçıracak davranışlarda bulunmuş ve onlara huzursuzluk vermiş olsa da yine de o toprakların yöneticileridir.
Teröristlerle bizim durumumuzu da bilmektedirler. Bu sebeple de bizim tarafımızdan kendi topraklarında bulunan teröristlere karşı yapılan harekât için her hangi bir karşı koyma eylemine girişmemiş ve bir şey söylememişlerdir. Bize karşı davranışlarda bulunanlar ve yapılan harekâta karşı olduklarını söyleyenler özellikle Batılı dostlarımız olmuştur. Harekâtın daha başlangıcında onu engelleyebilmek için her türlü çabayı göstermişler ve takındıkları tavırları önemsemeden tam bir kararlılıkla hareket ettiğimizi görünce de başka bir oyun sergilemek istemişlerdir.
Bugün onların yaptıkları Suriye yöneticilerini bizim karşımıza dikebilmek çabasıdır. Çünkü eğer Suriye bizim karşımıza çıkarsa bu durumda yapılan harekât doğrudan Suriye’ye karşı yapılmış olacak ve bizim teröristlere karşı yaptığımız harekâtın aslında Suriye’ye karşı yapılmış bir harekât olarak değerlendirilmesini sağlamış olacaklardır. Böylece de bizi uluslararasında suçlu bir devlet konumuna düşürmüş olacaklardır. Tabii yerseniz.
Fakat görünen kendi kazdıkları kuyunun içine kendilerinin düşeceğidir.