
SPOR VE KULÜPLER
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Spor insan vücudunun yaratılış gayesi istikametinde kullanılabilmesini sağlayan vücut hareketleridir. İnsan vücudu çeşitli duruş ve davranışları gerçekleştirebilmek için hareket noktalarının buna elverişli bulunması bu hareketlerin tam olabilmesi ile mümkündür. Bundan dolayı da vücudu bu durumda bulundurabilmek için böyle hareketlere ihtiyaç vardır. Bu bakımdan spor insan vücudu için zaruri hareketler arasında yer alır.
Fakat ne yazık ki, yaşadığımız dünyada bu hareketlerin zorunlu olduğuna pek aldırış etmiyor ve dolayısıyla vücudumuzu kullanırken onu bazen zor durumlara sokuyoruz. Meselâ spor yapıyor ve vücudumuzu istediğimizde istediğimiz tarzda kullanabilmek için bunu zaruri görüyoruz. Ne var ki, böyle bir durumdan da ancak çok kısa ve sınırlı bir şekilde yararlanabiliyoruz. Hatta genel olarak düşünecek olursak bu tür hareketleri hiç yapmıyoruz.
Hatta şöyle de söyleyebiliriz: Herkes aynı rahatlıkta hareket etmediği ve edemediği için, sadece bu hareketleri yapan kimseleri sporda yarıştırıyoruz. Bunun neticesinde de spor profesyonelleşiyor. Profesyonellikte başı çeken dallar arasında futbol gelmektedir.
Spor yapmayan ve zamanla yapamaz hâle gelen spor sevenlerimiz de sadece profesyonelleri seyretmekle yetiniyor.
Bu sebeple ortaya çıkan bu yarışlar da günümüzde kurulan spor kulüplerinin sadece futbol üzerinde durmalarına ve onunla meşgul olmaya başlamalarına sebep olmaktadır. Bundan dolayı adı her ne kadar spor kulübü olsa da günümüzde, aslında bu kulüplerin en önce ve hatta sadece futbolla ilgili olduğunu görmekteyiz.
Durumun bu şekilde olmasının sebeplerinin başında da kulüplerin sadece futbolla ilgilenir olmaları gelmektedir. Böylece bu konuda bir rekabet ve yarış yapılabiliyor. Dolayısıyla bu hareketleri sağlayacak spor kulüpleri bir de bakıyoruz ki, profesyonel futbol kulüplerine dönüşüvermiş.
Neredeyse futbolda da olsa amatör futbol takımı kalmamış görünüyor. Yani futbol kulüpleri sadece profesyonel olarak takıma sahip ve bu yolda rekabete soyunmuş görünmektedirler.
Spor kulüplerinin başlarına başkan olarak seçilenlerin sadece zengin ve parasını bu yönde harcayabilecek olan kişiler seçilebiliyor. Yoksa kulübü amatör ruhla fakat profesyonelce yürütebilecek kimseler seçilmiyor.
Bunun neticesinde spordan beklenen değil, futbolda rekabet artmış bulunmaktadır. Neticede Türkiye’de günümüzde spor deyince akla profesyonel futbol takımı barındıran kulüpler gelmektedir.
Bu da bu oyunu oynayan kimselerin profesyonel olmasını doğurmuş ve uluslar arası rekabete ulaşmıştır. Yani bu durum bizim memleketimizde profesyonel de olsa istenen seviyede futbolcu yetiştirmemizin önüne geçmiş ve artık dünyada kim daha iyi futbol oynuyorsa onları getirerek takımımızı güçlendirmek veya onun oyun stiline bakarak futbolcu yetiştirmeye de önem vermeden sadece iyi oynayan futbolcuları sahamızda bizim adımıza oynamalarını ön plâna çıkarmış bulunuyoruz.
İyi futbolcu yetiştiremedik fakat acaba iyi bir seyirci ve taraftar olabildik mi dersek, kanaatimce bunu da becerebilmiş gözükmüyoruz.