Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Ramazanın İyilikleri

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Bilindiği gibi Ramazan ayı sadece oruç tutarak bir ay boyunca gündüzleri aç durmak ve böyle yaşamaktan ibaret olmamalıdır ve nitekim de öyledir. Şüphesiz onun oruçlu olan kimseler üzerinde sayısız faydaları vardır. Bu faydalardan bir kısmı oruç tutanın, bir kısmı oruç tutmasa bile oruç dışında bulunan faydalardır. Her şeyden önce bir Müslüman bunu düşünmeli ve yılın geri kalan günlerinde nasıl yaşadığını düşünerek toplum içindeki hayatını bir gözden geçirmelidir. Toplum içinde yaşayışı nasıldır? Topluma bir faydası olan bir kimse midir? Toksa aksine zararlı olan bir kimse midir? Hiç olmazsa yılda bir defa olsun kendisini kendi bir düşünerek kontrol etmelidir.

Bizler toplum içinde yaşayan ve hem de modern ve medeni bir insan topluluğu olmakla övünürken acaba toplum içinde diğer insanlara karşı görevlerimiz nelerdir? Ben bunlardan neleri ne kadar yaptım ve yapmaktayım diye düşünerek kendisini bir hesaba çekmeli ve barsa bir eksikliği ve yanlışlığı onu gidermelidir.

Ne yazık ki, günümüzde kendimize baktığımızda özellikle de bir toplum içinde yaşayan ve aynı dine mensup insanlarla ilişkilerimizde ahlâkî yönden pek çok eksikliğimiz bulunduğunu göreceğimizden eminim.

Unutmayalım ki, bizim dinimiz yalnızca inanmayı ve Allah’a ibadet etmeyi emretmiş değildir. İçinde yaşadığımız topluma, her bir ferdine ve kendimize karşı da sorumluluklarımız bulunduğunu Allah’ımız bize bildirmiş, fakat ne yazık ki, biz bunları bilmiyor veya bildiğimiz halde, bildirilenin aksine davranıyoruz. İşte içinde yaşadığımız bu günler bizim bu yönümüzü bir değerlendirmemiz ve varsa eksik ve yanlışlarımız bunları gidermemiz gereken günlerdir. Şu âyetler bizi bu konuda uyarmaktadır: “Ey iman edenler! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin, onlar kendilerinden daha hayırlı olabilir. Kadınlar da kadınlarla (alay etmesin), belki kendisinden daha hayırlıdırlar. Kendi nefislerinizi (kendi kendinizi) yadırgayıp küçük düşürmeyin ve birbirinizi en olmadık kötü lâkaplarla çağırmayın. İmandan sonra fâsıklık ne kötü bir isimdir. Kim tövbe etmezse işte onlar zalimlerin ta kendileridir (Hucurât /11).

Buradan anlaşılan ilk şey bir insanın kendisini diğerlerinden hakir görmemesi gerektiğidir. Çünkü insan kendisini küçük görürse bir başkasının kendisinden üstün olmasını çekemez. Dolaysıyla bir başkasının da eksikliğini aramaya ve onlarında kendisi gibi olduklarına veya kendisinin de olnlar gibi olduğuna inanır ve dolayısıyla onları küçük görmeye başlar. Sonra da onlar hakkında bir takım dedikodular üretmeye başlar. Sonra da onların eksik ve yanlışlarını arar, arkalarından dedi kodu ve gıybet eder.

İşte Ramazan ayının en önemli yönlerinden birisi de bir Müslümanın kendisini kontrol etmesini bileceği bir ay olmasıdır. Bu ayda her Müslüman ben nasıl bir insan ve nasıl bir Müslümanım? Diyerek bir düşünüp kendisini kontrol etmelidir. Gıybet eden ve başkalarının ayıplarını arayan veya bir başkasının ardından onun aleyhinde konuşan bir kimse ve dedi-kodu yapan bir kimse midir?

Böyle bir huyu varsa kişi bundan kurtulmak için içinde yaşadığımız mübarek günlerden faydalanmalı ve şimdiye kadar yaptıklarından kurtulmak için tövbe etmeli ve bir daha yapmamak üzere karar almalıdır. Çünkü içinde yaşadığımız bu günler en güzel günlerdir ve bu işler için bir fırsattır.

Yazarın Diğer Yazıları