
Ramazanın Hatırlattıkları
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı biz Müslümanlar için maddi ve manevi yönden çok önemli bir aydır. Maddi yönden bakacak olursak iki yönden faydalı olduğunu görmekteyiz. Bunlardan biri oruç tutan kimsenin on bir ay boyunca gündüzleri bir şey yemeden geçirdiği için midesini dinlendirmesi, diğeri de akşama kadar bir şey yemeyip aç kalması ve günlük yeteri kadar yiyecek bulamadıkları için günlerini aç geçiren fakir ve zavallı kimselerin durumlarını düşünmesi ve dolayısıyla yardımlaşma duygusunun gelişmesidir.
Bu duygu ise toplum hayatının en can alıcı noktasıdır. Çünkü zenginler mallarından ihtiyaç sahiplerine verme duygusunu sağlarken aynı zamanda toplum içinde bu duygunun gelişip bir toplum duygusu haline dönüştürmesi de söz konusudur. Bir taraftan yardımlaşma duygusunu geliştirip yardımlaşmayı sağlarken, diğer taraftan da dinen mallarının öz ve temiz olmasını sağlamış olmaktadır. Yani hem toplum içinde kazanıp hem de toplum içinde ihtiyaç sahiplerinin yardımına el uzatmak suretiyle toplumda her seviyeden kimselerle aynı yerde kuşkusuz ve huzurlu bir yaşayışı sağlamakta ve bu durumun devamına da yardımcı olmaktadır.
Böyle davranmak ise Müslümanlar için aynı zamanda Allah’ın emrini yerine getirmek suretiyle dini bir görevi yerine getirmiş olmayı da sağlamakta ve toplum içinde sınıflaşmayı ortadan kaldırmaktadır.
Dikkat edersek günlük hayatımızda ihtiyaç sahibi bazı kimselerin halkımızın arasında gezerek ihtiyaçlarını el açmak suretiyle belirtmekte ve dolaşmaktadır.
Her ne kadar bu durumu kendi içimizde kınasak da aynı durumu kendimiz yapmak durumunda kalsak ne yapabileceğimizi düşünmek bile istememekteyiz. Durumun bu kadar vahim olduğunu düşünmemiz ise bizlerin içinde yaşadığımız bu günlerde elimizden geldiği kadar maddi yönden ihtiyaç sahiplerine yardımımızı esirgememiz gerektiği anlamına gelmektedir.
Unutmayalım ki, tutmakta olduğumuz oruçlar bizi maddi yönden sıhhatimizi korumamızı sağlamakla kalmayıp aynı zamanda içinde bulunduğumuz toplumun durumunu da görmemizi ve düşünmemizi gerektirmektedir.
Bu bakımdan içinde bulunduğumuz günler hem akşamları iftar saatlerini beklerken geçirdiğimiz dakikaları ve iftarın verdiği rahatlığı yaşatırken diğer taraftan da maddi olarak sahip olduğumuz imkânları hatırlatmalı ve bu imkânları bulamayanları da gözetmemiz gerektiğini düşünmeliyiz.
Diğer taraftan Ramazan ayı diğer ay ve günlerde yapmadığımız bazı ibadetlere de yer verdiğimiz bir aydır. Bunlardan birisi de kılmakta olduğumuz teravih namazlarıdır. Teravih namazı diğer vakit namazlarımıza Ramazanda eklenmiş olan bir ibadettir. Bu ibadeti yerine getirmemiz de bizim için gereklidir.
Her ne kadar halkımız arasında bu namaz akşama kadar bir şey yemeyip de akşamleyin çok yemek mecburiyetinde kalan kimseler için bir hazım sebebi olarak değerlendirilmek istense de aslında Ramazan gibi kutsal sayılan bir ayda oruç tutmanın yanında namaz ibadetimizi de artırmamızı sağlayan bir uygulamadır.
Her ne kadar ibadetlerimizi Allah için, O emrettiği için yapıyorsak da temelde bizim kulluğumuzu gösteren davranışlar olduğunu asla unutmamalıyız.