Ramazan Geldi
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Bilindiği gibi, “Ramazan” bir ayın adıdır. Aslında şimdi kullanmakta olduğumuz takvimde ismi geçen bir ay değil, kameri takvimde ismi geçen ve yılın dokuzuncu ayı olan bir aydır. Fakat üzerinde biraz düşünülünce bu ayın öyle sıradan bir ay olmadığı anlaşılır. Bu ay Biz Müslümanlar için son derecede önemli bir aydır. Bundan dolayı daha bir iki ay öncesinden geldi-gelecek diye söylenen ve bir an önce gelmesi arzu edilen bir aydır. Gelmesi beklenmekte olan bu ay nihayet dün geldi. Bu gelişten herkes memnun. Çünkü bu ay boyunca, biz Müslümanlar Allah rızası için oruç tutmaktayız. Zira Allah bazı ibadetlerin belli ay ve günlerde yapılması gerektiğini bildirmiştir. Nitekim Oruç Ramazanda tutulur; Hac ibadeti de Zilhicce ayında yapılır.
Bu ayın gelmesi sadece bizi oruç tutmaya yönlendirdiği için değil, aynı zamanda onun gelişi ile biz biraz da Müslümanlığımızı yeniden hatırladığımızdan dolayı önem kazanmaktadır. Çünkü bu ay gelince, bir yıl önce ortadan kaldırdığımız, tespihlerimizin yerini hatırlayıp onları yeniden gün yüzüne çıkarır, onlarla yeniden buluşuruz. Teravih namazı ile namaz kılma ve camileri doldurma yükümlülüğümüzü yeniden hatırlarız. Bu ayda akşam yemeklerimizin adı bile değişir “iftar yemeği” olur. İftar yemeklerimiz diğer günlerde olduğundan daha zengindir. Yıl içinde, önemli bir olay olmadıysa, birbirlerini ancak eve girip çıkarken gördüklerinde hal ve hatırlarını soran komşu hanımlar bu ay gelince, hatim okumak bahanesiyle de olsa, birbirlerinin evlerine girip otururlar. Hatta, evlerine davet etmeseler bile, hiç olmazsa, o akşam için hazırladıkları iftar yemeğinden “şunun bir tadına bakın” diyerek ikramda bulunurlar.
İş sadece bununla kalmaz. Zenginlerimiz de zenginliklerini bu ayda daha bir hatırlarlar. Önceki ay ve günlerde usandıklarını söyledikleri fakirlerden, aslında, hoşlanmaları gerektiğini de hatırlarlar. Ölümün yakın olduğunu bu ayın gelişi onlara ayrı bir hatırlatmada bulunur da onlar sanki oruç tutacakları bu ayın ömürlerinin oruç tutacakları son ay olabileceğini düşünürler ve cömertlikleri artar. Böylece bu ay onlar için de hem dünya ve hem de ahretleri açısından faydalı bir ay olarak geçer.
Diğer taraftan hayatı içki ve kumar masaları etrafında geçen bir Müslüman için de bu ayın gelişi, bir hatırlatıcı olarak, önem kazanmaktadır. Onlar da bu ayın gelişinden nasiplerini alırlar ve hayatlarını, özel olarak, bir daha gözden geçirerek geçmiş günlerini göz önüne getirir gelecek günlerini yeniden düzenleme fırsatı bulmuş olurlar. Bu ayın gelişi, onlar açısından, çok daha fazla önemlidir. Çünkü kendilerine yapılan nasihatleri ve verilen öğütleri, o güne kadar göz ardı edenler, bu ayın kendileri için doğmuş yeni bir fırsat olduğunu düşünürler. En kötü ihtimalle yaptıkları işten hiç olmazsa bu ay boyunca uzak dururlar veya iyi bir hareketle tamamen vazgeçerler.
Biz de bütün bu güzellikleri göz önünde bulundurarak “Hoş geldin Ramazan” diyoruz.