Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

MÜSLÜMAN ÜLKELERİN BİRBİRLERİNE BAKIŞLARI

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Müslüman olmayan ülkelerin Müslüman ülkelere karşı bakışlarının ve tutumlarının ne ve nasıl olduğu bellidir. Geçmişten günümüze Müslüman ülkelerle dost oldukları, sonra da içlerinden birinin zarar görmek ihtimali bulunduğunda, dost oldukları Müslüman ülkeye karşı nasıl birleştikleri hepimizin malumudur. Durumun böyle olduğunu hatırlamayanlar Birinci Dünya Savaşının başlangıç ve sonuna bir baksınlar.

         Onlar için dostluk bağı, ya Müslüman ülkelere karşı olmak veya aynı dine mensup olmak demektir. Yani onları kendi aralarında birleştiren bağ budur.

         Fakat bizim için iki komşu veya yakın olan Müslüman ülkelerin birbirlerine bakışlarının nasıl olduğuna bir bakacak olursak durumun böyle olmadığını ve hatta hiç de iç açıcı olmadığını görebiliyoruz.

Durumun böyle olmasının sebeplerinden birinin ayrı ırklardan kaynaklandığını söylesek pek yanlış yaptığımız veya yanlış açıdan baktığımız söylenemez. Fakat diğer taraftan aynı ırka ve aynı dine mensup olan insanların oluşturduğu iki farklı yönetime sahip Müslüman ülkelerinin varlığını görmek de bizi bir başka mecraya sürüklemektedir. 

Bu da ya zenginlikten veya idarecilerin zorbalığından kaynaklanmış olabileceğini düşündürmektedir.

Ancak sebep olarak neyi belirlersek belirlemiş olalım, iki Müslüman ülke arasındaki ayrılığı ve hele bir başka dine mensup olan insanların oluşturduğu devletlerden biriyle dost olup da diğer bir Müslüman ülkeye karşı olmak bir Müslüman ülke yöneticileri için benimsenecek ve kabul edilebilecek bir seçim ve davranış asla olamaz.

Zira Müslümanların birbirleriyle dost olmaları gerektiği konusu, inandığı dinin telkin ettiği bir yaşayış biçimidir. Bu açıdan bakıldığında iki ayrı Müslüman ülkenin ilk yapacağı iş, farklı yöneticilerin idaresinde olsalar da birbirleriyle dost olmalarını öncelemeleri gerekir. Bunun aksini düşünmek bile Müslüman bir insan için temelden sarsıcı bir davranış olduğu muhakkaktır.

Ne yazık ki, günümüzde bir Müslüman ülke bir bakıyorsunuz, kendi açısından bir menfaatin varlığını gördüğünde diğer bir Müslüman ülkeye rağmen bir başka dine mensup insanların oluşturduğu bir devletle can ciğer kuzu sarması bir dostluk kuruvermişler.

Şurasını göz ardı etmemeliyiz: Bir Müslüman ülke Müslüman olmayan bir ülke ile devamlı düşman olmalı, denemez. Aksine bir sulh anlaşması çerçevesinde hayatlarını sürdürmeli, fakat bu dostluk bir başka Müslüman ülkeye karşı düşmanlığı oluşturacak bir nitelik taşımamalıdır.

Çünkü onların en çok arzu ettikleri iki Müslüman ülkeyi birbirlerine düşürüp birbirlerinin kuyusunu kazacak duruma gelmesinden memnun olurlar ve daima bunu gerçekleştirmeye çalışırlar. Her Müslüman bu konuda uyanık olmak ve aksine davranmak mecburiyetindedir. İnancı gereği kendisinden bu beklenir.

Fakat ne yazık ki, günümüzde böyle bir yaklaşımı göremiyoruz. Bunun da sebebi şüphesiz, bizlere temelde düşman olanların aramızı bozma noktasında çok usta davranmaktadırlar. Bu sebeple de bize karşı dost görünen ülkelerin söz ve davranışlarına gerçekmiş gibi bakıp aldanmamak gerekir.

Ancak bu durumu günümüzde görememekteyiz.

                           

Yazarın Diğer Yazıları