Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

MİLLİ EĞİTİMİMİZ

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Yeni hükümetin önünde bekleyen ve âcil olarak çözülmesi gereken en büyük problemlerden birisi eğitim meselemizdir. Çünkü ilkokuldan üniversiteye ve hatta lisansüstü eğitimde geçen yıllar içinde, bırakın ilerlemeyi, gözle görülür bir şekilde gerileme söz konusudur.  On altı yıllık Ak Parti iktidarı döneminde eğitimde beklenen bir ilerleme kaydedilememiş, aksine gerileme söz konusu olmuştur. Bu durumda konu bir an önce ele alınıp ileri bir seviye hedeflenerek eğitime bir yön verilmesi gerekir. 
Gerçi geride bıraktığımız 16 yıllık iktidar döneminde yeni binalar yapılmış, derslik adedi beklenmeyen bir sayıya ulaşmış, böylece sınıfların mevcudu azalmış, ders kitapları okulların tedrisata başladığı gün okul sıralarında öğrencilerin önlerine sürülmüştür. Zorunlu eğitim açısından konu burada bitirilmiş görünmektedir. Ancak bundan sonrası ele alınıp ne yapılması ve nasıl yapılması gerektiği konusu değerlendirilememiş, her şeyin bu noktada hükümet açısından bittiği sanılmış veya böyle düşünülüp değerlendirilmiştir. 
Aslında bir memleketin önemli konularının başında gelen hususlardan en önemlisi bundan sonrasıdır. Yani eğitim ve öğretimdir. İşte bu noktaya gelinmişken ne yapılacağı konusu önemlidir. Fakat bunu yapacak olan da siyasetin de dışında ele alınması ve çözüme kavuşturulması gereken eğitimin kimler tarafından nasıl verilmesi gerektiği ve süresi problemi gelmektedir. Geçen iktidar döneminde bu konular ele alınmamış, bu sebeple de eğitimimiz, bana göre, Allah’a havale edilmiştir.  Hatta eğitim elemanı olmadığı halde kendilerine zımnen ‘istediğini yap ve uygula’ demek anlamına gelen bir serbestlik verilmiştir. 
Böylece gelinen nokta ise memleketimiz açısından içler acısıdır. 
Konuya yanlış ve eksi yönünden bakmamızda fayda olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple de gördüğüm ve bildiğim kadarıyla bunları okuyucularla paylaşmamın bir fayda getirmesi dileğimle huzurlarınızda değerlendirmek istiyorum. 
Her şeyden önce Eğitim ve öğretim, iktidarın beklentileri de göz önünde bulundurularak, belli bir sistem ve program dâhilinde yürütülmesi gerekir. Tabii bunun belirleyicisi ve yönlendiricisi, iktidarın eğitim siyasetini de temsil eden Milli Eğitim Bakanıdır. 
On altı yıllık iktidar dönemi göz önüne alındığı takdirde, çok kısa bir dönem bu makamda bulunan Prof. Dr. Nabi Avcı dışında bakan olarak bulunanların hiç birisi konu ile ilgili olan kimseler değildir. Herkes rahatlıkla kabul eder ki, eğitime eğitimin içinden gelmeyen, bu konuda uzman olmayan bir kimsenin yön vermesi düşünülemez. 
İktidarın bu konuda birinci yanlışı bu olmuştur. 
Bakanlığın iç bünyesinde yer alan görevlilerin bulunduğu ileri sürülebilir. Bilinmeli ki, orada bulunan kimseler de Bakan tarafından tayin edilmiştir. Onlar da bu konuda Bakanın memurudur ve kendisinden ne istenirse onu yapmakla görevli olduğunu düşünür ve onu yapmaya çalışır. 
Konu burada bitmedi bu konuya devam edeceğim.

Yazarın Diğer Yazıları