Kutlu Doğum
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Bugünden başlayan bir hafta boyunca ‘Kutlu Doğum Haftası’ günlerini yaşamaya başladık. Çünkü bildiğiniz gibi geçtiğimiz gece Muhammed as. Efendimizin dünyayı teşriflerinin yıl dönümü idi.
Çünkü Hz. Muhammed as. Efendimiz bugün kullandığımız Milâdi Takvime göre 571 yılında dünyayı teşrif etmişlerdi. Bilindiği gibi güneş takvimine göre bir yıl, dünyanın güneş etrafında dönmesinde hasıl olan günlerin toplamından oluşur. Bu süre de 365 gün ve altı saattir. Altı saatlik süre ise dört yılda bir gün eder ve dolayısıyla bu gün de dört yılda bir şubat ayına eklenir. Bu takvim, her ne kadar bugün biz de kullanıyorsak da, Hristiyan Avrupalıların takvimleridir. Nitekim bu takvimin yeni yılları Hz. İsa’nın doğum gününe rastlamış olarak kabul edilmiş ve yeni yıl, aynı zamanda, O’nun doğum günü olarak değerlendirilmiştir.
Ancak biz Müslümanların takvimi ayın dünya etrafında dönüşüyle hasıl olan ay ve yıllar esas alınarak değerlendirilmiştir. Bu sebeple de bu takvimin başlangıcı da Hz. Peygamber as. Efendimizin, Efendimize Mekke’de iman eden ilk Mekke’li Müslümanlarla birlikte Medine’ye yaptıkları hicret kabul edilmiştir. Bu yıl hicri takvimin ilk yılı olmuştur ve bu takvime de ‘Hicrî Takvim’ denmiştir.
Bilindiği gibi ay dünya etrafında döner ve bir dönüşünü 354 veya 355 günde tamamlar. Çünkü ay, dünya etrafında dönüşünü 29 veya 30 günde tamamlamaktadır. Bu sebeple de hicri takvime göre de ay sayısı on iki olmakla birlikte bazı aylar 29 ve bazı aylar da 30 gündür. Bir yıl ise bu ayların günlerinin toplamı demek olan günler sayısıncadır.
Bu durumdan da anlaşılacağı üzere bu takvime göre bir ay, meselâ bu sene 29 ise gelecek sene 30 da olabilir. Bu sayılar tamamen o yılda ayın dünya etrafındaki dönüşünü tamamlamasına bağlıdır. Nitekim bizler de Ramazan ayında tuttuğumuz oruçları bazı yılda 29 ve bazı yılda da otuz gün olarak tutmaktayız.
Bu takvime göre ayların adları ve sıraları şöyledir: Muharrem, Safer, Rabî’ul-evvel, Rabiu’ul-âhir, Cemaziye’l-evvel, Cemaziye’l-âhir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zi’l-Ka’de ve Zi’l-Hicce.
İşte Hz. Peygamber as. Efendimiz bu takvime göre Rabiu’l-evvel aynın 12. gecesine rastlayan Pazartesi gecesi dünyayı teşrif etmişlerdir. İçinde bulunduğumuz yılın bu gecesi dün yaşadığımız gecedir.
Burada şu hususa da dikkat etmemiz gerekir: Bu takvime göre günler akşamdan başlar ve geceyi gündüz takip eder. Gündüz ise akşamleyin sona erer ve böylece bir gün tamamlanmış olur. Bu durumda dün akşamleyin dünyayı teşrif etmiş bulunan Efendimizin ilk günü bu akşam olunca tamamlanacak demektir ki, bu sebeple bugün O’nun as. doğumunun ilk günüdür.
Bilindiği gibi, günümüzde Hristiyan dünyası, Hz. İsa’nın doğum gününü içki ve her türlü eğlence ile kutlamaktadırlar. Biz de yanlışlıkla bu geceyi, güya yeni yılı karşılıyormuşuz gibi davranarak, onların âdetini benimsemiş görünüyoruz.
Ne var ki, bir Müslümana düşen ve yakışan kendi dininin âdetlerini bilmek ve ona göre yaşamaktır. Bu sebeple bu günlerde, hiç olmazsa bir hafta boyunca, Hazreti Peygamber as.’ın hayatı ile ilgili bir şeyler okumak ve kendimize gelip, O’nun yolunda yürümenin bizim için vazgeçilmez bir görev olduğunu bilerek hareket etmek olmalıdır.
Bu vesile ile kutlu doğum gününüzü ve haftanızı candan tebrik ediyorum.