Kurban bir ibadettir
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Dini bayramlarımızdan bir olan ‘Kurban Bayramı’ yaklaşmış bulunuyor. Sevinci şimdiden içimize yerleşti dersek pek de mübalağa etmiş olmayız. Çünkü bir kısmımız bayram günlerinde yapacakları tatili özlemiş, bir kısmımız da uzakta bulunan yakınlarına kavuşma fırsatı bulmayı beklemekte ve küs olanlarımız küsmüş oldukları kimselerle barışma yolunda hasret çekmektedir.
Fakat aslına bakarsanız kesilen bir hayvanın adı olarak kullanılan kurban, Allah’a yaklaşmanın bir ifadesidir. Yani kurban kesmek dinimizce yapılması istenen bir ibadettir. Buna göre kurban kesmeyi bir ibadet olarak bilip bizi Allah’a yakınlaştırmaya yarayan bir fiil olduğunu düşünmeliyiz. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de bu konuda şöyle buyrulmaktadır: “(Rasûlüm, Ey Muhammed!) Kuşkusuz biz sana kevseri (birçok nimeti) verdik. Öyleyse, sen Rabbin için namaz kıl (kulluk et) ve kurban kes. Asıl sonu kesik olan şüphesiz sana hınç besleyendir” (Kevser Sûresi/1-3). Görüldüğü gibi üç âyetten ibaret ve Kur’ân-ı Kerîm’in en kısa sûresi olan bu sûre, her ne kadar Hz Peygamber as’a hitap etmiş görünüyorsa da O’na inanan kimseleri de içine almaktadır.
Yani kurban kesmek Allah’ın bize vermiş olduğu ömür ve nimetleri hatırlamamızı ve buna karşılık yine bizim için bir nimet olan kurbanı Allah adına keserek ondan istifade etmemizi emretmiş bulunmaktadır.
Tabii kesilecek kurbanın bizim için bir nimet olduğunu ve ondan yemek suretiyle de istifade edeceğimizi düşünerek değerlendirecek olursak yememiz helâl olan bir hayvanın kesilmesi gerektiğini anlamamız zor olmasa gerektir. Bu sebeple de kurban olarak keseceğimiz hayvan, etinden faydalanmamız caiz olan bir hayvan olmalıdır. Bunlar da davar (koyun ve keçi) ve sığır (inek ve manda) cinsleridir. Ne var ki, davar cinsinden olan hayvan bir kişi adına kurban edilebilirken, sığır cinsinden olan hayvanlar yedi kişi adına kurban edilebilir.
Ayrıca yukarda da belirttiğimiz gibi bu kurban yılın her hangi bir gününde değil, ancak belirli günlerinde kesilmiş olmalıdır.
Dikkat edersek günümüzde kurban kestiğimiz günleri biz bayram olarak adlandırıp bayram olarak kutlamaktayız. Çünkü kurban mali bir yükümlülük getirmekte ve ancak belli bir zenginliğe ulaşmış olanları ilgilendirmektedir. Bu sebeple bu zenginlikten faydalanan başka kimseler de olursa o zaman bayram olur. Onun için de böyle bir imkân bulamayan kimseleri de sevincimize ortak edip bayramı hep birlikte yaşamalıyız.
Bunlardan da anlaşılacağı üzere kurban günleri, günümüzde olduğu gibi, sadece bir tatil günü olarak değil, konu komşu ve akrabaların halini de görüp gözetmemiz gerektiğini hatırlatmamız gereken günlerdir. Zira bayram ancak herkesin, birlikte mutluluk yaşadığı günler demektir. Bir kısmımızın sevindikleri ve bir kısmımızın da kendi dert ve ihtiyaçlarıyla meşgul oldukları, sıkıntılarıyla baş başa kalıp düşündükleri günler olamaz.