
Kimlik Farkı
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Bilindiği gibi zaman zaman insanlar arasında bir takım uyuşmazlıklar ve sonunda bunun getirdiği ayrılık ve hatta düşmanlıklarla karşılaşırız. Bu durum birbirleriyle uyumlu olmayan ve menfaatleri farklı olan kimseler arasında vuku bulduğu gibi, birbirleriyle uyumlu olan ve menfaatleri de bir olan kimseler arasında da cereyan etmektedir.
Yüzeysel bir düşünce ile konunun temeline baksak insanların hepsinin aynı ve tek olan anne ve babadan dünyaya geldiğini, binaenaleyh temelde kardeşliğin bulunduğunu görebilir ve bütün insanların kardeş olduklarını da söyleyebiliriz. Fakat durum hiç de böyle değil ve olmamaktadır. Geçmişte olanları bir tarafa bırakalım, fakat gün içinde dünyada bu anlayışın tam tersine gelişmelere bir bakalım. Meselâ iki gün önce Paris’te cereyan eden bir olay oldu. Olaya bu açıdan bir bakalım. Nasıl değerlendirmemiz gerektiğini de düşünelim.
Bilindiği gibi Paris ismi sadece Türkiye’de değil, dünyada yaşayan bütün insanlar tarafından bilinen ve uzaktan bile olsa sevilip imrenilen bir şehir olduğunu söylesek hiç de mübalağa etmiş olmayız sanırım. Nitekim burada her zaman dünyanın bütün memleketlerinden gelip gezen, kalıp çalışarak yaşayan insanların varlığı da bir gerçektir.
Ne var ki, burada yaşayan Müslümanlara karşı takınılan tavır, burada durumun gelen ve kalan insanlar açısından farklılık gösterdiği de muhakkaktır. Asıl gerçek olan da budur.
Bu sebeple orada bulunan insanların farklılıklarına göre yapılan muameleler de farklı olmaktadır.
Bildiğimiz kadarıyla Fransa’ya, denizaşırı dense de komşu, fakat halkı Müslüman olan Kuzey Afrika Ülkelerinden sığınmacı olarak, gezip görmek için, ticaret maksadıyla veya burada kalmak için de olsa insanlar gelmekte ve diğer yerlerden gelen kimseler gibi kalıp yerleşmek de istemektedirler. Fakat ne yazık ki, bu durum geçmişten günümüze böyle olmakla birlikte, zaman içinde yerli halkın ve yönetimin davranışları bunların hepsi için aynı olmamaktadır. Özellikle de Müslümanlara karşı davranışları, bırakın Parisli olanlara karşı, hiçbir toplum ve insanlığa yakışmayacak davranışlar sergilediklerini görmekteyiz.
Bu gelenleri her türlü işlerinde kullanmalarına rağmen sırf Müslüman oldukları için bu insanlara yapmadıkları hakaret kalmıyor ve aşağılama duygusu bitmiyor ve yıllar boyunca sürüp gidiyor.
Okuduğumuz haberlerden öğrendiğimize göre bu hafta içinde Paris’te bir Müslüman’ın açtığı alış veriş merkezine baskın düzenlenmiş ve zarar verilmiştir. Ayrıca bu konuda yetkililer uyarılmış ve buranın bir an önce kapatılması da istenmiştir.
Dikkat edilirse böyle bir davranış zarar görenle zarar veren arasındaki kimlik farkından doğmaktadır. Dışarıdan baktığımızda zarar veren ile zarar gören arasında yaratılış ve insan olma özelliğinin aynı olmasına rağmen böyle bir davranış sergilendiğine göre bu davranışa sebep olan bir başka özellik olması gerekir.
Hiç şüphesiz bu davranışı sergileten asıl sebep kimliktir ve yerli halkla orada şu veya bu sebeple bulunan ve aslında bir de hizmet sunan kimseler arasındaki kimlik farkıdır. Kimlik farkını doğuran da insanların inancı, yani inandıkları dinin farklı olmasıdır.
Gelecek yazımızda, inşallah, bu farkın nasıl olduğu ve nasıl doğduğuna temas edelim.