Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

İyilik ve kötülük

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

İnsanoğlu diğer yaratıklardan farklı irade ve akıl sahibi olarak yaratılmıştır. Bu sebeple de diğer yaratıkların aksine yaptıklarından sorumlu tutulacağı da bildirilmiştir. Bunları bildirmek demek, doğru ile eğri olan yolları ve davranışları kendilerine göstermek üzere peygamberler göndermek ve kalıcı olarak da kitaplar vermektir.

Bu sebepledir ki, ilk insan olan âdem as. hem ilk insan ve hem de ilk peygamberdir. Ondan sonra ise çeşitli yerlerde yoğunlaşmış bulunan insanlara peygamberler göndermeye devam etmiştir. Ne var ki, artık bundan sonra her hangi bir peygamber gönderilmeyecektir. Çünkü bizim peygamber as. Efendimiz son peygamberdir. Bu durum kendisi aracılığı ile bütün insanlık âlemine bildirilmiştir. Bunun anlamı son peygamber gönderildiğine göre artık insanlığın sonuna gelinmiş demektir.

Dikkat edilirse insanlığın başlangıcından itibaren farklı iklim ve bölgelerde yaşayan insanlara, bölgelerine göre ayrı peygamberler gönderilmişken, böylece aynı dönemde dünyanın farklı bölgelerinde aynı zaman diliminde birden fazla peygamber bulunmuş iken son peygamber olarak gönderilen Hz. peygamber as. Efendimiz tekdir. Bunun anlamı artık üzerinde yaşadığımız dünyanın da sonu yaklaşmış demektir.

Bu konuda şöyle düşünebiliriz: İlk zamanlarda dünyanın farklı iklim bölgelerinde yaşayan insanların birbirleriyle iletişim kurabilmeleri günümüzde olduğu kadar kolay değildi. Ayrı dünyalar halinde yaşayan insanların birbirlerinden haberdar olmaları kolay değildi. Fakat gerek Hz. Peygamber (as.) döneminde ve gerek ondan sonraki dönmelerde haberleşeme ve gerek karadan, gerek deniz ve havadan görüşmeleri ve haberleşmeleri çok kolaylaştı. Yani günümüzde artık her konuda teknik gelişme yaşanmaktadır.

Bunun böyle olacağını bilen ve böyle takdir eden Allah’ımız da son peygamber olarak gönderdiği peygambere indirdiği kitabın da son kitap olduğunu bildirmiştir.

Artık inanmayan veya inandığı halde uyması gereken doğru yoldan çeşitli sebeplerle ayrılmakta ve gerek Peygamber as.’ın ve gerek O’na indirilen Kur’ân’ın bildirdiği konulara göre değil de kendi arzusuna göre hareket etmektedirler.

Bazen bu davranış ve hareket tarzının yanlış olduğunun farkına vararak hemen ondan vazgeçiyor ve bir daha yapmamaya gayret ediyor. Fakat ne yazık ki, her zaman yapması ve uyması gereken davranışlar yerine devamlı kendi görüşüne göre hareket etmeyi tercih ediyor. Böyle bir durumda da eğer yapmış olduğu iş ve hareket doğru, güzel ve kendi menfaatine olan bir davranış ise bununla övünmekten de çekinmiyor ve elini göğsüne vurarak ‘bunu ben yaptım, ben’ diyerek böbürlenmeyi bir güzellik zannediyor. 

Fakat eğer bu yaptığı iş ve hareket doğru ve faydalı bir şey değilse ve bunun böyle olduğunun da farkına varmışsa bu sefer bu işin bir başkası tarafından veya en azından o noktada işine karışıldığını söylemekten çekinmiyor.

Şurası unutulmamalı: İnsanoğlu iyiyi de kötüyü de yapmaya meyilli ve gücü yeter olarak yaratılmıştır. Zaten Peygamber ve Kitap gönderilmesinin sebebi de budur.

Akıllı insan neyin iyi hareket ve neyin de kötü bir hareket ve davranış olduğunu bilir. Çünkü Kitabı ve Peygamberi ona bu yolları göstermiş ve tarif etmiştir. Buna göre iyi de kötü de kendisi tarafından yapılmıştır ve hepsinden sorumludur.

Bu duruma göre insanlar, âhirette dünyada iken yaptıkları her türlü davranış ve hareketlerinden, yaptığı işlerden  sorumludur.

Yazarın Diğer Yazıları