Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

İyilik

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

İçinde bulunduğumuz günlerin bize hatırlatmış olduğu, dinimizin bize öğrettiği ve milletimizin bir medeniyet olgusuna dönüştürdüğü hususlardan biri de “iyilik” duygusu ve kavramıdır. İyilik geniş anlamlı bir kavramdır. Sözlüğü açıp baktığımızda “iyi olma hâli”, “iyi olanın hâli”, “hoş olma”, “karşılık beklemeden yapılan yardım”, “sıhhatli olma” gibi anlamların yanında “hayır”, lütuf”, “kerem”, “nimet”, inayet”, “fayda” … gibi bazı kavramların karşılığı olarak da kullanılmakta olduğunu görürüz.
Bu geniş anlamlarından dolayı Diyanet İşle Başkanlığı içinde bulunduğumuz bu yılı “İyilik Yılı” olarak belirlemiş ve Müslümanları bunun ışığında yıllarını geçirmeye davet etmiş bulunmaktadır.
“İyilik” olarak ifade edilen bu kavramlardan da anlaşılacağı üzere bize dinimizin öğrettiği bu güzellik, zamanla Türk-İslâm Medeniyetinin de temelini oluşturmuştur. Bu konuda Kur’ân’da pek çok âyet bulunmaktadır. Bunlardan birinde şöyle buyurulmaktadır: “İyilik, sizin yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmenizden ibaret değildir. Asıl iyilik, Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyene ve kölelere verenlerin… davranışlarıdır” (el-Bakara, 2/177).
Hz. Peygamber a.s.’ın bu konuda pek çok tavsiyeleri bulunmaktadır. Bu tavsiyelerinden biri de şöyledir: “Sizin en hayırlınız, başkalarına faydalı olanınızdır”. Konu dilimizde de şu şekilde ifadelerle birer özdeyiş haline getirilmiştir: “İyilik yapana iyilik yapmak her kişinin, kötülük yapana iyilik yapmak ise er kişinin kârıdır (işidir)”. (Bu aynı zamanda bir hadisin de meâlidir). “İyilik yap, denize at. Balık bilmezse Hâlık bilir”.
Bütün bunların bize bildirdiği ve bizi yönlendirdiği tek şey vardır: Bir Müslüman, içinde bulunduğu şartlara bakmadan herkes için daima iyilik düşünecek. İster içinde yaşadığı toplumdan bir fert olsun, isterse yabancı her hangi bir kimse hakkında da daima iyi şeyler düşünecek ve her durumda iyilik yapacak. İyilik yaptığı kimsenin o iyiliği hak edip etmediğine ve iyilikten anlayıp anlamadığına da bakmayacak ve karşılığında da bir teşekkür bile olsa her hangi bir iyilik de beklemeyecek.
Hiç şüphe yok ki, içinde bulunduğumuz ve özellikle de oruçlu olduğumuz bu günler bizim için, en azından, düşünmeye fırsat veren günlerdir. Bu fırsat bazı şeyleri kazanmamız, bazı faydalar elde etmemiz açısından değil de kaybettiklerimizin değerini anlayabilmemiz açısından daha bir önem kazanmaktadır. Aslında oruç tutmanın, kişiye kazandırdığı bazı maddi faydalar yanında manevi faydaları da vardır. ‘Tok, açın hâlinden anlamaz’ demişler. Tok olduğumuz diğer günlerin yanında oruç tutma ibadetini yerine getirmeye çalıştığımız şu günlerde bizim için önemli olan hususlardan biri de aç ve muhtaç insanların hâlini de düşünür olmamızdır.
Hem ibadet edip hem de bu ibadetten kazandığı sevap yanında başka insanların ihtiyaçlarını hatırlayan ve bunları bizzat karşılayan veya bunların karşılanmasına aracı olan Müslümanlara ne mutlu!
 

Yazarın Diğer Yazıları