Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

İyi ve kötü örnek

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Bir insan olarak bizler insanlığımızı gösterecek davranışlar sergilemek için gayret sarf ederiz.  Fakat bazen bu davranışlarımızı kendi menfaatlerimize de alet ederiz. Yani bir menfaat beklediğimiz veya umduğumuz zamanda bizden beklenen bir davranışı sergilemekten çekinmeyiz.

Bazen de bu durumun aksi oluşabilir. Yani kötü bir davranış sergilerken, kendisinden bir menfaat beklediğimiz bir kimse ile karşılaşır ve o kimse de bizden böyle bir davranışta bulunmayacağımızı düşünen bir kimse ise hemen o davranışımızdan vazgeçeriz. Hem de sanki o davranışı yapan, sergileyen biz değilmişiz gibi davranarak onun gözünü boyamaya çalışırız.

Böyle davranmak nedense bizlere küçük yaşlardan itibaren arız olmaktadır. Halbuki Müslüman olan bizlerin nerede nasıl davranmamız gerektiğini başta anne babamız yani içinde doğup büyüdüğümüz ailemiz olmak üzere, arkadaşlarımızdan, okul, hoca ve öğretmenlerimizden, dolayısıyla dinimizden öğrenmekteyiz. Fakat ne yazık ki, öğrendiğimizi değil de çoğu zaman menfaatimizin bizi yönlendirdiği işleri ve davranışları sergilemekteyiz. Bu da bizi içinde yaşadığımız toplumda ve hayatımızda daima belli bir noktada kaldığımızın bir göstergesi olmaktadır. Herkesin bakış açısı bu duruma göre değişmekte ve hakkımızda verilen ve verilecek olan karar ile hâsıl olacak kanaat de bu nokta etrafında gelişmekte ve gerçekleşmektedir.

Bu kanaat bazen lehimize görünecek şekilde hâsıl olsa da çoğu zaman bu hemen boşa çıkmakta ve bizim nerede, nasıl ve niçin böyle davrandığımız ortaya çıkmakta ve âmiyane tabiriyle foyamız meydana dökülmektedir.

Ancak aslında bundan sonra nasıl davrandığımız ve davranmamız gerektiği de önemlidir. Her birimiz kendimize göre bu tür farklı davranışlar sergilesek şüphesiz bu kendi menfaatimize veya zararımıza olur ve biz bundan ya bir fayda veya zarar görürüz. Ne var ki, iş burada biter.

Fakat bir toplumun ve toplumların oluşturduğu devletin davranışlarının zikzak çizmemesi gerekir. Bu zaten bir devlet için de asıldır.

Nitekim bunun en yakın örneği, Ermenistan - Azerbaycan Savaşında kendisini göstermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak devletimiz, temelinde “Yalnız Mü’minler Kardeştir” (el-Hucurat/10) âyetinin yattığı bir davranış sergilemiş ve bizim gibi halkı Müslüman olan Kardeş Azerbaycan Devletinin yanında yer almıştır.

Bu davranış şüphesiz diğer Müslüman devletlerde yaşayan kardeşlerimizi de bizler gibi sevindirmiştir. Neticede halkı Müslüman olan iki devletin kardeşliğini bütün dünya milletlerine ve halklarına da fiilen göstererek konuya önemli bir vurgu yapmıştır.

Gönlümüz bundan böyle her biri bir tarafta olan ve kendilerinden güçlü gördükleri, aslında İslâm’a temelde düşman olan devletlerin, tabir caizse, oyuncağı olarak görünen Müslüman Devletlere de bir örnek olmasından yanadır.

Allah’tan biz Müslümanları akıl ve dinlerini yaşayarak korumaları gerektiğini bilen ve benimseyen kullarından eylemesini diliyor, kötü örneğe de gelecek yazımızda temas etmek istiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları