Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

İşe Adam/Adama İş

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Öteden beri şikâyet ettiğimiz konulardan biri de İşe adam değil de adama iş bulma politikası takip ettiğimiz konusudur. Yıllardır bu politikadan şikâyet ederiz, fakat bugüne kadar bunu bir çözüme de kavuşturmuş değiliz. Bu gidişle bir çözüme ulaşmamız da ufukta pek görünmüyor.

Bu durum biraz da bizim hazıra konmak arzumuzdan kaynaklanmaktadır. Çünkü millet olarak işin içine fazla girmeden bir şeyler yapıyor görünmeyi bir marifet biliyoruz. Her derecede tahsil yapan kimselerimiz, tahsilinin neticesinde kendisinden beklenen bir iş yapmak ve o işte başarılı olmak yerine hazır bir başarıya ulaşmak arzusunu hep içinde taşır. Yeri gelince de onun sevincini herkesle paylaşır.
Bunun neticesinde de başarılı olduğumuz bir iş yapınca sevinmek ve övünmek yerine hiçbir şey yapmadan başarılı olmayı özler ve onu gözleriz. Meselâ bir öğrenci her hangi bir dersten bütünlemeye kalmışsa, o derse ayrı bir önem vererek çalışıp geçmeyi hedeflemek yerine çalışmadan sınıf geçmenin yollarını arar. Böyle bir öğrenci bütünleme imtihanına geldiğinde öğretmen, bu öğrenciyi karşısında bir önceki imtihanda başarısız saydığından daha da gerilemiş olarak görür, fakat buna rağmen bir çocuğun durumunu, bir de ailesinin durumunu düşünür ve istemeyerek de olsa sınıf geçirir. Fakat burada öğrencinin durumu daha enteresandır. Çünkü öğrenci sınıfı geçtiğini öğrenince buna çok sevinir. Bir arkadaşı da durumunu sorsa Sevinçle ve övünçle, elini de havaya kaldırarak “sınıfı geçtim! Hem de hiç çalışmadan”, der. Bundan asla sıkılmaz ve böyle bir başarıdan dolayı sevinmekten de geri durmaz.
Bu durum artık onun kafasında bir başarı olarak yer eder ve bütün ömrünü böyle geçirmenin yolunu arar. Neticede yaptığı tahsilin gereği olan bir seviyede göreve talip olmak yerine hak etmediği bir işe talip olur. Bulursa bu iş onun yapacağı bir iş değil, onun işgal ettiği bir yer olur. Fakat o yaparak ve başarılı olarak ortaya çıkmaz ve hiçbir iş yapmadan övünmesini sürdürür.
Maalesef günümüzde pek çok iş böyle yürütülmeye çalışılmaktadır. Gerçekten iş yapan çok az olmasına rağmen, aynı iş yerinde bulunup da hiçbir iş yapmayan kimse iş yapmamakla övünür. Bunlar birer asalaktır. Çünkü oraya hak ederek gelmemiştir. Bir iş yapmamış ve bir iz de bırakmamıştır. Fakat o her hangi bir iş yapmamış olmaktan memnun ve bununla övünmeye devam etmekten asla sıkılmaz.
Bu sebeple açtığımız her okul, bize sorumluluk üstlenecek elemanlar yetiştirecek nitelikte olmalıdır. Memuriyete heveslenen, kendisine rahat gelecek bir iş arayan, bir takım tanıdıkların desteğiyle bir yerlerde boy gösteren değil, iş yapan ve yaptığı işte başarılı olup onunla övünen şahsiyetli kişiler yetiştirmek en başta gelen görevimiz olmalıdır.
 

Yazarın Diğer Yazıları