İçten Teslim Alma
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Bir memleket her zaman dıştan yapılan saldırılarla değil, bazen de içten yapılan hareketlerle teslim alınabilir. En hafif tahribatlısı da böyle bir yolu kullanmaktır. Onun için de devletler ve milletler arasında kurulan çeşitli paktların ve anlaşmaların sonunda birçok devletin birleştiği, tarihte görülen olaylardandır.
Bunun dışında bir devletin içinde yer etmek, yer bulmak bazen de o devlet içinde, özellikle idari mekanizma veya yönetimle, yönetime talip olanlar arasında çeşitli sebeplerden dolayı bazı anlaşmazlıklar çıkarmak ve bunu canlı tutmaktan geçer. Özellikle de böyle bir uygulama demokratik sistemlerde kendisini daha çok gösterir.
Bir devletin yönetimine talip olan kimseler, eğer o devlet demokrasiye inanmış ve kurulan partilerden birisinin seçimi veya birden fazlasının bir araya gelerek kuracakları bir koalisyonla yönetimini kabullenmiş iseler böyle bir devletin içine sızmak ve bu partileri birbirlerine düşürerek uzun çekişmeler ve ayrılıklar oluşturmak pek de zor olmasa gerektir.
Bunun örneklerini her devletin içinde yapılan yeni seçimler esnasında görmek her zaman mümkündür. Aslında seçimlere herkes inandığını söyler ama kendilerinden daha fazla rey alarak gelen partiyi de bir türlü kabullenemez. Bunun için de mutlaka olumsuzluk sayılacak her şeye başvurur ve böylece çıkan kargaşadan, en azından daha sonraki seçimler için bir menfaat ümidini doğurmaya çalışır. Aslında bu yapılan şey memleket ve milleti için bir fayda mı, yoksa bir zarar mı doğuracaktır, bu konu üzerinde pek düşünmez veya kendilerini kullanacak veya bundan yararlanacak yabancılar bunu pek düşündürmezler. Yani düşünmelerine fırsat vermeden sanki yapılanın doğru olduğunu kafalara iyice yerleştirebilecek oyunlarına devam ederler.
Bu tip hareketleri maalesef bugün memleketimizde de görmekteyiz. Belki de demokrasiye geçtikten sonra en uzun süreli iktidar olan Ak Parti’nin karşısında haziranda yapılan seçime yirmi kadar parti girmiş bulunmaktadır. Bunların hepsi de iktidar partisini indirip kendi partilerini iş başına getirmek için çalıştılar ve bunun için milletten / seçmenden oy istediler. Ancak ne yazık ki, yıllardan beri iktidar olmak için çırpınan parti de dahil, hiçbir partinin, iktidara geldiklerinde yapmak istediklerini anlatan bir programları yoktu. Hepsinin bir tek noktada düğümlenen sloganları; Ak Parti’nin gitmesinde birleşiyordu. Bilindiği gibi sınırımızın ötesinde, içimizde bir huzursuzluğa sebep olan savaş sürmekte idi. Dıştan gelebilecek tehlikeyi bırakın içte beliren huzursuzluklara bile karşı olduklarını ve millet olarak bir ve beraberliklerini dile getirmediler ve hatta bundan kaçtılar. Çünkü onların düşüncesine göre böyle bir davranıştan millet istifade etse bile iktidar partisi de faydalanabilecekti.
Onlara düşen, şimdi, bu davranışlarından kimin veya kimlerin faydalanmakta olduklarını birazcık düşünmektir. Bunu bile düşünmeyen ve düşüncesine almayan kimselerden ancak başkaları, hem de milletimizin aleyhine olmak üzere faydalanabilirler.