Her Yaptığımız Kendimize
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Biz bu dünyada pek çok işler yaparız, yapmaktayız. Ancak bir işi yaparken o işi niçin yaptığımızı pek düşünmeyiz. Halbuki işin yapılmasının bir gerekçesi olduğu gibi, belli bir hedefi de vardır. Yani bir işi yaparken o işi niçin yaptığımızı biliriz. Ancak bu bilgimiz bazen açıktır ve bazen de gizlidir. Yani açık olanı herkes bilir, fakat gizli olanı ise yalnızca yapan kimse bilebilir.
Eğer yaptığımız işin neticesinde ortaya çıkan iyi bir şeyse böyle bir iş yapmaktan memnun olur, sevinir ve mutlu oluruz. Fakat kötü bir şey ise yaptığımız işin acemisi olduğumuzu düşünür, bir dahaki sefere daha dikkatli davranmamız gerektiğini ve ona göre davranmamız gerektiğini düşünür ve iyi niyetle kendimizi teselli ederiz.
Normal durumlarda böyle düşünmemiz de tabii ki, normaldir. Anacak ne var ki, bir insan olarak her zaman aynı normallikte hareket edemiyoruz. Çünkü bazı işleri düşünüp yaparken, görünüşte o iş güzel ve faydalı olsa da onun arka plânında gizli bir düşüncemiz de yer alır. Fakat o düşünceyi yalnızca kendimiz de biliriz.
Ne var ki, her gizli düşüncemiz ve ona bağlı olarak yaptığımız işler ortaya çıktığında çok mahcup da oluruz. Çünkü düşündüğümüz ve başkasından gizlediğimiz düşünce ve niyetimiz ve bu düşünce ve niyetle yaptığımız işler ortaya çıktığında mahcup olabiliriz. Yani yaptığımız iş, bizim aleyhimize tecelli edebilir. Bu sefer de çok mahcup ve pişmanlık duyarız.
Bundan çıkaracağımız netice de şüphesiz şudur: İnsan kendi lehine olmak üzere yaptığı bazı işler vardır ki, o iş ortaya çıkınca bizzat yapan kişinin kendi aleyhine olur. Demek ki, kişi her zaman kendi lehine çalışıp iş yapmaz. Bazen yaptığı işler kendi aleyhinedir. Bu sebeple yaptığımız her işi niçin ve neden yaptığımız düşünmeli ve yaptığız işlerin arkasında ayrı bir niyetimiz olmamalıdır.
Burada düşünüp bilmemiz gereken şey ise yaptığımız her işin arkasında hiçbir gizli niyet taşımamamızdır. Her işimizi açık bir niyet ve düşünce ile ve aynı zamanda da faydalı olabilmek arzu ve hevesi ile yapabilmemizdir.
Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de bu konuda şöyle buyrulmuştur: “Her insanın amelini (veya kaderini) boynuna bağladık. İnsan için kıyamet gününde açılmış onu bir kitap olarak önüne çıkaracağız. Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter. (el-İsrâ/13,14).
Bu âyetten de anlıyoruz ki, kişi dünyada yaptığı işlerle ahrette karşılaşacak, çünkü her şey önüne konacak. Onun da inkârı mümkün değildir. Öyle ise dünyada yaptığımız her işi hem kendimize ve hem de kendisi için yaptığımız kişiye faydalı olacak şekilde yapmalıyız.