Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Hak Ve Adalet Üzere Olmak

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Biz insanları yaratan Allah, yeryüzüne de imtihan için yerleştirmiştir. Ayrıca bu durumu ve yaratılış gaye ve hedeflerini kendilerine bildirip yol göstermek ve bu yola yönlendirmek için de peygamberler ve aynı zamanda onlarla birlikte kitaplar da göndermiştir. Böylece dünya hayatının geçici olduğu, gerçek ve devamlı olan yerin âhiret hayatı olduğu da Allah tarafından gönderilen peygamberleri aracılığı ile de insanlara tebliğ edilmiştir. Durumun böyle olduğu ilk insan Âdem Peygamber’den günümüze gelene kadar, biz insanlar tarafından bilinmektedir. Ne var ki, biz insanlar dünya hayatını geçici değil de çoğu zaman kalıcı gibi değerlendirerek yaşamayı neredeyse prensip edinmiş durumdayız. Kendimizi dünya hayatına vererek yaşamakta ve sanki hiç ölmeyecekmiş gibi hareket etmekteyiz.

Nitekim günümüzde de yaşadığımız dünyada imtihanda olduğumuzu unutup bütün gayret ve çabalarımızı dünyamız ve dünyalıklarımız için sarf ederek hayatımızı sürdürmekteyiz. Halbuki, dünyada yaşayışımız yalnızca dünyalıklar edinip onları biriktirerek ve onlarla övünerek yaşamak değil, maddi ve manevi ne kazanırsak onun âhiret hayatımız için olduğunu bilerek yaşamamız gerekir.

Bizim dünya hayatımız bir imtihan süreci olduğuna göre yaşayışımız, gayret ve çabamız ebedi olan âhiret hayatımızda karşılaşacağımız ve devamlı kalacağımız iki yerden biri olan cenneti kazanmak için olmalıdır. Çünkü cehennem ebedi ateşte olma ve sürekli olarak yanma yeridir. Bu durumun böyle olduğunu bildiren dinimiz, aynı zamanda bundan kurtulmanın ve Cennete götüren yolların da nasıl olduğunu bize bildirmiş ve Peygamber as. Efendimiz haber vermiş; örnek yaşayışı ile de örnek ve öncümüz olmuştur.

Bu durumda tabii ve asla unutulmaması gereken husus ise yaşamakta olduğumuz bu dünya hayatımızda çeşitli imtihanlara tabi olduğumuz konusudur. Nitekim çeşitli zamanlarda ve çeşitli şekillerde başımıza türlü sıkıntılar gelmektedir. Nitekim son zamanlarda başımıza gelen ‘kovit hastalığı’ da bu imtihan türlerinden biridir.

Bu hastalığın nasıl bir dert olduğu ve insanlara nasıl bulaştığı ve kendisinden nasıl korunup kurtulabileceğimiz de konu ile ilgili ve yetkili kimseler tarafından belirlenerek herkese duyurulduğu gibi, bulaşmanın önlenebilmesinin yolu da gösterilmiş bulunmaktadır. Ne var ki, bu konuda insanlarımız azami gayret ve yeterli çalışma yaparak söylenenlere uymak yerine insanların ihtiyaçlarını göz önüne alarak böyle bir durumdan nasıl faydalanabilir ve maddi gelir elde edebilirim yoluna sapmayı akıllılık olarak görmüş ve görmektedirler. 

İlgili ve yetkililerin aşı olunması tavsiyelerine karşılık, menfaatlerinin nerede olduğunu görüp bilen kimseler de ondan uzaklaşmayı seçmek ve yapılmamasını tavsiye ve telkin etmek yetmezmiş gibi, hastalığı bahane ederek kesemi ve kasamı nasıl doldurabilirim diye düşünüp bu yola sapmayı akıllılık ve iş bilirlik olarak değerlendirme yolunu seçmiş bulunmaktadırlar. 

Böyle çaba ve gayretleri esnasında kendilerini düşünmedikleri gibi, temasta bulundukları kimselere bu mikropları bulaştırabileceklerini de düşünmemektedirler. Kendileri zarar görmese bile taşıyıcı olabileceklerini, dolayısıyla başkalarının hakkına tecavüz ederek onlara mikrop bulaştırabileceklerini ve hastalanmalarına sebep olabileceklerini de asla düşünmeden hareket edebilmektedirler.

Aksine bütün gayret ve çabaları dünyalıklarını artırabilmeye yönelik gelişirken, akıllı olduklarını da hiç akıllarından çıkarmamaktadırlar.

Bir insan, başkalarının yalnızca maddi olan bir şeyine haksız olarak zarar vermekle değil, aynı zamanda onun hastalanmasına sebep olabilecek mikrop bulaştırmakla da hakkına tecavüz etmiş olur. Yaşadığımız şu günlerde ve hayatımızın her anında bu hususu asla göz ardı etmeden ve unutmadan yaşayabilmemiz gerçek mutluluğumuzun sebebidir.

Yazarın Diğer Yazıları