GEÇMİŞTEN İBRET ALMAK
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Bilindiği gibi insanlık tarihinin uzun bir geçmişi vardır. Günümüzde de hayat devam etmektedir. Yaşadığımız günlerde karşılaştığımız olayların bir kısmı bireysel olsa da bunların içinde bütün bir toplumumuzu ilgilendiren olaylar da bulunmaktadır.
Çoğu zaman karşılaştığımız bireysel olayların bir kısmı kendimiz tarafından ya da bir yakınımız veya bizden diye tanımladığımız yakınlarımız, tanıdıklarımız ve hatta konuyu bilen ve iyi niyetli olan kimseler tarafından bize bir zarar vermeden o olayların üstesinden gelebilmekteyiz. Dolayısıyla aleyhimize hazırlanmış ve olay haline getirilmiş bu saldırı özellikli teşebbüslerden zarar görmeden sıyrılabiliriz.
Fakat bu saldırıların bir kısmı kişisel olmanın ötesinde bir toplumu, hatta toplu olarak bir milleti ilgilendiren ve doğrudan hedef alan büyüklükte olduğu da bir gerçektir.
Aslında birey olarak karşılaşabileceğimiz olayların bir kısmını önceden tahmin ederek, bilerek veya geçmiş olaylardan ibret ve bazılarını da örnek alarak önceden tedbirimizi alabiliriz.
Fakat başımıza gelen veya gelecek olan ve bize sıkıntı vereceği kesin olan bu olayların bize hiç tahmin etmediğimiz bir yönden, bir kişiden veya bir topluluktan geldiğini, olayın gerçekleşmesinden sonra ancak fark edebiliriz. Ne var ki, karşılaştığımız bu olayları önceden tahmin edemediğimiz için tedbirimizi de ona göre almış olamadığımızdan zarar görürüz.
Konuyu kişisel olaylardan öteye taşıyarak ele alacak olursak bu gibi durumların tarih boyunca kabileler, milletler ve hatta milletlerarası kurulan ve birlik, beraberlik ifade eden kuruluşlar arasında da gerçekleştiğini görmekteyiz.
Nitekim böyle bir olayı ve hem de en büyüğünü bir asır önce yaşamış bulunuyoruz. Yani “Birinci Dünya Harbi” önümüzde, konunun en bariz ve en büyük örneği olarak, durmaktadır.
“Kore Harbi” ve “İkinci dünya harbi” de geçmişimizden günümüze ışık tutan veya tutması gereken dünya çapında olaylardan olduğu muhakkaktır.
Bunlardan sadece “Birinci Dünya Harbi”ne bakmamız geçmişten ibret almamız için yeterlidir.
Bilindiği gibi, Birinci Dünya Savaşı Fransa, İngiltere ve Rusya’nın oluşturduğu ‘ittifak’ ile Almanya, İtalya ve Osmanlı’nın oluşturduğu ‘itilâf’ adlı iki devletlerarası kuruluşu oluşturan topluluklar arasında gerçekleşmiştir. Fakat savaş sadece ve özellikle de Yemen’den Fas’a; Kafkaslardan Basra Körfezine uzanan Osmanlı toprakları üzerinde cereyan etmiştir.
Günümüzde cereyan etmekte olan uluslar arası olaylara da bu açıdan bakmamız ve üzerinde iyi düşünmemiz gerektiğini düşünüyorum.
