
Geçmiş Ve Gelecek
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Dikkat edersek ömrümüzün bu iki ifade arasında geçtiğini fark ederiz. Şöyle bir düşünelim; daha dün bir önceki yılbaşını kutladığımız hatırımıza gelecektir. O gün ve aylarda hiç şüphesiz bu günler bizim için epeyce uzak günlerdi. Nitekim sadece geçen yılı değil, geçirdiğimiz uzak ve yakın günlerimizin arkasından baktığımızda aynı şeyi söylememiz doğaldır. Yaşımız elliyi geçmiş olsa da meselâ ilkokul yıllarımızı hatırlasak, aramızda ‘daha dün ilkokula gidiyorduk, vay be yıllar ne çabuk geçmiş?’ demeyecek bir kimsenin bulunacağını sanmıyorum.
Durum böyle olunca yaşlılarımızın gençlerimize bu konuda bazı dikkat çeken sözleri, öğütleri ve nasihatleri de bir kulağımızdan girer ve diğer kulağımızdan çıkar. Nitekim öyle de olmaktadır.
Aslında yaşlılarımızın bize söyledikleri bilfiil yaşanmış bir ömrün geride bıraktığı izlenimin yansıtılmasıdır. Bunu söyleyen kimsenin söyledikleri o kimsenin tecrübesinden elde etiği bir değerlendirmeden ibarettir. Yani yaşlanmış olanımız, ‘ben bu kadar yıl yaşadım, dünyanın iyi ve kötü hallerini gördüm, yıllar öncesine ait bilgilerimi ve deneyimlerini sana aktarmaktayım. İsterim ki, sen de benim düştüğüm yaşanmış bir ömrün peşinde koşmayıp yaşadığın zamanını iyi değerlendiresin.
Kendi kendimize bir düşünelim; bizden önce yaşamış ve âhiret hayatına göçmüş olanlarımız da bizim yaşadığımız uzun veya kısa hayatı yaşayarak ihtiyarlamış bulunmaktadırlar. Diğer bir ifade ile onlar da bizim içinde bulunduğumuz ve genç hayatımızı yaşadığımız hayatı yaşamış kimselerdir. Bu sebeple de önemli olan, onların elde ettikleri ne ise bir bakıp hayatımızı ona göre tanzim edelim diyebilmemizdir. Eğer hayatlarında geride bıraktıkları davranışlar kendilerini, ölümlerinden sonra, iyi yönde anabilmemizi gerektiren bir davranış ise onu tercih ederek kalan ömrümüzü hem de daha iyiye yönlendirerek yaşamamızı sağlamalı; kötü ise ondan uzaklaşarak hayatımızı iyiye yönlendirmek suretiyle ve ihtiyarlayınca veya ölünce iyiliklerimizi anarak dua etmelidirler.
Bu bakımdan içinde bulunduğumuz gün, bir yılın daha bitip yeni bir yılın başlangıcıdır. Eğer geçen günlerimizden iyi davranışlarımız oldu ise onları ve benzerlerini sergileyerek, yok kötü ise onu bırakıp iyi olanına yönelmek bizim prensibimiz olmalıdır.
Dikkat edilirse ömür dediğimiz uzun veya kısa hayatımız bizim sonsuz hayatımızın bir başlangıcı, bir kazanım noktasıdır. Eğer hayatımız boyunca yaşadığımız iyi ve kötü hareketlerimiz bizi, aklımızı başımıza toplayarak doğru bir yaşayışa sevk ediyorsa ne güzel, fakat saptığımız veya saplandığımız yaşayışımızdan alıkoyamıyor ve doğru yola iletemiyorsa ne kötü bir davranıştır.
Onun için her yeni yılın başlangıcı ve yılın kendisinin bizim için yeni bir başlangıç olduğunu düşünerek hayatımıza adım atmalı ve iyi olacak davranışlarda bulunarak hayatımızı sürdürmeliyiz.
Ne mutlu böyle düşünüp değerlendirebilenlerimize !
Yeni yılın hepimiz için iyi ve mutluluklar getirmesi dileğiyle!