
FAİZLERİN DÜŞMESİ
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Bilindiği gibi kredi faizleri düşmeye devam ediyor. Son olarak Merkez Bankası Yatırım ve kredi faizlerini düşürdü ve uzun zamandan beri devam eden yüksek faizlerle boğuşan, özellikle de yatırımcılar bu hareketten memnun oldular.
Bunun böyle olduğunu bizzat yatırımcılardan duymasak da neredeyse her saat başında tekrarlanan haberlerden öğrenmekteyiz.
Ancak bu durumun bize ne getirip ne götüreceği konusunu fazla düşünmeden yapılan işin neticesinde elde edilecek olan şeyi düşünüyor ve genel olarak bundan memnun görünüyoruz.
Aslında bu konuyu iki yönden düşünmeliyiz. Bunlardan biri ve hatta birincisi bir Müslüman olarak faizli muamelenin ve onun getirdiği ve getireceği kazancın dinimizdeki değeri nedir? Bizi ilk olarak bu konu ilgilendirmelidir.
Bu konuda söylenecek ilk şey dinimizin faizli alış-verişe cevaz ve izin vermediği konusudur. Çünkü Allah Mü’min ve Müslüman kullarına faizli muameleyi yasak kılmış ve bunu Kur’ân-ı Kerim’de çeşitli vesilelerle indirdiği birçok âyetinde beyan etmiştir.
Bunlardan birinde şöyle buyurmaktadır: “Faiz yiyenler ancak kendilerini şeytanın çarptığı cinnet nöbetine tutulmuş) kimselerin kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların “alım-satım da tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır” (el-Bakara/ 275).
Bu ifadeye göre bizim yaptığımız muamelelerin farklı olduğunu düşünmemiz ve haklarında Allah tarafından verilen hükme uymamız gerekmektedir.
Her şeyden önce Allah’ın koyduğu bir hükmün gerekçesini düşünüyoruz diyerek aksine adım atmamamız gerekir.
Nitekim Allah bir kimsenin meselâ kız kardeşiyle, teyzesiyle.. evlenmesini yasaklamıştır. Kalkıp bu neye yasaklanmış ki, “onlar da kadın, bize evlenmemiz helâl kılınanlar da kadın, ne fark var?” deyip onlarla evlenmeye kalkamayız.
Her şeyden önce şöyle düşünmeliyiz: Allah bizi yarattı ve bize kulluğumuzu yaşarken yanlış yollara sapmamamız için de peygamberler ve onların aracılığı ile de kitaplar göndermiştir.
Neticede Allah’ın kullarına bildirdikleri ve dünyada yaşarken dikkat etmeleri gereken şeyleri de bizlere bildirdiğine göre bize düşen bu emir ve yasaklara isteyerek uymamızdır.
Ancak ne var ki, Allah bu yasağın gerekçesini de bize, hem de sadaka vermekle karşılaştırarak hatırlatmaktadır: “Allah faizli kazançları bereketten mahrum eder, ancak karşılıksız yapılan yardımları kat kat artırarak bereketlendirir. Allah küfürde (inkârda) ısrar eden kimseyi sevmez” (el-Bakara/276).
Bundan sonra gelen şu âyetler de gerçekten çok dikkat çekicidir: “Ey iman edenler! Allah’tan korkun. Eğer gerçekten inanıyorsanız faiz alacaklarınızdan vazgeçin… ” (el-Bakara, 278). “Eğer tevbe edip vazgeçerseniz anaparanız sizindir; ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz.” ( el-Bakara, 279).
Müslümanlar daima kendilerine yakışan ne ise onu yapar ve gerçekten de öyle yapmalıdır.