
EVLİLİK SORUMLULUK GEREKTİREN BİR AKİDDİR
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Evlilik, evlenmek isteyen bir erkekle bir kadın arasında yapılan bir nikâhla gerçekleşir. Nikâh ise evlenmek isteyenlerin karşılıklı olarak birbirlerine verdikleri bir sözle gerçekleşir.
Böylece nikâh, o zamana kadar iki ayrı dünyada yaşayan kimselerin ortak bir dünya kurmaya karar vermeleri demektir.
Burada verilen söz ise birinin yani erkeğin kuracakları yuvada kadının kocası olmayı, kadının da kocanın karısı olmayı kabul etmeleri anlamına geldiği gibi, ayrıca karşılıklı buna söz vererek kendilerine yüklenen sorumluluğu yerine getirmeyi de üstlenmeleri anlamına gelir.
Burada dikkatimizi şu hususa yönlendirmeliyiz: Aile bir kurum olduğuna ve nikâhla bunun da gerçekleşmiş bulunması sebebiyle kurum içinde yapılacak işlerde bir iş bölümünün olması da gereklidir.
İşte bu noktada bu kurumun sağlıklı bir şekilde yürütülmesi gereği akla gelir. İslâm da bunu değerlendirmiş ve erkeğe aile içinde evin reisi (babası) olma görevi vermiş ve bu konuda ona sorumluluk yüklemiştir.
Bunun anlamı kocanın evde despotluk yapması değil, karşılıklı görüşlere de dikkat ederek evlilik bağına da zarar vermeden aile kurumunun devamını sağlamak ve sağlıklı bir şekilde, yuvayı tehlikelerden uzak bir konumda korumaktır.
Koca genel olarak evin ihtiyacını ve geçimini temin edebilmek için dışarıda çalışarak evin maişetini temin etmeye çalışırken, hanım da evin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak her şeyi yerli yerinde değerlendirmek gibi bir sorumluluğu üstlenmiş bulunmaktadır.
Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Sorumluluk gereken bu işleri yürütmeye çalışan evin erkeği ve kadını aynı zamanda bir takım fedakârlıkla da karşı karşıya kalabilirler.
Buna göre ailenin işlerini üstlenen bu kişiler hem sorumluluk bilincinde olmalı ve hem de yeri gelince her türlü fedakârlıkta bulunmayı peşinen kabul etmelidirler. Aksi halde aile kurumunun sağlıklı yürümesi imkânsızlaşır.
Şüphesiz aile hayatının devamı sadece tek taraflı fedakârlıkla sağlanamaz. Bu sebeple karı kocasının, koca da karısının bazı şeylerini hoş görmelidir. Hatta yerine göre koca ev işlerinde karısına yardım bile yapmalıdır. Nitekim Hz. Peygamber (as.) kendi eşlerinden ihtiyaç duyanlarına ev işlerinde yardım etmiştir. Günün ekseriyetini evde geçirmeye mecbur kalan bir kadının bazı sıkıntılarını atabilmesi kocasından göreceği yakınlığa bağlı olabilir. Bu sebeple de bu gibi hususlar göz ardı edilmemelidir.
Ayrıca koca karısını kötülememeli, onu dövmemeli, hakkında suizanda bulunmamalı ve onun sırlarını başkalarına söylememelidir. Tabii aynı husus karı için de geçerlidir.
Birbirlerinin sırlarını ifşa eden kimseler değil, birbirlerinin sırdaşı olan kimseler olmalıdırlar.