Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN GÜNÜMÜZDE ALGILANIŞI

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Bilindiği gibi günümüzde eğitim ve öğretim dört kademe olarak plânlanmış bulunmaktadır. Bunun ilk üç kademesi (4+4+4) zorunlu eğitim ve öğretim süresi olarak belirlenmiş, son kademesi ise yüksek tahsil olarak konulmuştur. Bu kademenin değerlendirilmesi ve bu kademede tahsil yapmak isteğe bağlanmıştır.

         Ancak on iki yılını, zorunlu olarak, tahsil hayatında geçiren bir öğrenci bu kadar yıldan sonra her hangi bir sanat veya ticaret hayatına atılmayı göze alamayınca zorunlu olmayan yüksek tahsile devam etmeyi tabii olarak tercih edecektir.

Çünkü on iki yıllık mecburi eğitimi alan eğer erkekse, askerlik çağına gelmiş olacağından hemen askere gitmeyi tercih edecek ve ondan sonra ise yapacağı, daha doğrusu yapabileceği bir iş dalı seçemeyerek ortada kalacaktır. Zira evlense evini neyle ve nasıl geçindirecektir? Daha doğrusu hayatını neyle idame ettirecektir. Bir meslek sahibi bile olamamıştır ve bundan sonra olmak istese eli aletlere yatkın değildir.

Böyle bir sorunun cevabı ise ‘en iyisi yüksek tahsilini de yapıp devlet kapısında iş aramak’ olacaktır. Zaten bulunduğu ilde de böyle bir yüksek tahsil imkânı sağlayan üniversiteyi hazır bulacaktır.

Zorunlu eğitimi bitirmiş olan eğer kız ise şöyle düşünecek: Evlenme çağım geldi, evleneyim. Ancak ya geçinemezsem, yani eşimle anlaşamazsam, o zaman ortada kalır ve muhtaç duruma düşerim. En iyisi yüksek tahsilimi de yapıp ondan sonra evleneyim. Böyle yaparsam, hem ben de bir devlet memuru olarak çalışır, aileme katkı sağlarım; yok eğer geçinemezsem de kendi hayatımı idame ettirebilirim ve kimseye de muhtaç olmam’. Yani ekonomik bağımsızlığımı kazanmış olurum.  

O da bu düşüncelerle yüksek tahsil hayatına atılıp tahsil hayatını uzatacaktır. Bu durumda ister istemez bir çocuğun, bir gencin eğitim ve öğretim süresi, zorunlu olarak, uzamış olacaktır.

Ne var bunda? İşte herkes böylece yüksek tahsil yapmış olma imkânına kavuşmuş olur, diyebilir miyiz?

Görünüşe göre ‘evet’. Fakat temelde yapılmak istenen bu mudur? Bu durumda memleket ne kazanacaktır?

Bu kadar uzun süre, hem de gayesiz ve hedefsiz, tahsil yapmanın memlekete ne faydası olabilir?

Bütün bunlardan sonra daha kısa süreli bir zorunlu eğitim öğretim süresi hedeflemenin yolları aranmalıdır.

Yüksek öğretimin de sadece bir maaş alabilmenin yolu olarak görülmekten çıkarılmalıdır.

 

Yazarın Diğer Yazıları