
EĞİTİM VE ÖĞRETİMDE ÖĞRENCİNİN KONUMU
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Eğitim ve öğretimin oluşmasını sağlayacak olan unsurlardan birisi de şüphesiz öğrencidir. Öğrenci, eğitim ve öğretimde hem de baş unsurdur. Nitekim eğitim ve öğretim deyince akla ilk gelen de öğrencidir.
Her ne kadar öğrenci deyince aklımıza ilk gelen ve zihnimizde canlanan onun çocuk olduğu izlenimi gelirse de yaşı ne olursa olsun, birisinden bir şeyi öğrenmek üzere sıraya oturmuş bulunan kişi öğrencidir. Çünkü onlar kendilerini ilgilendiren bir konuda bilgilendirilecek veya eğitilecektir. Bu bakımdan eğitim ve öğretim deyince de akla bu ifadenin genel olduğunun gelmesi uygundur.
Bu durum da şunu göstermekte ve ifade etmektedir: Eğitim ve öğretim farklı yaşlarda olan bütün insanları ilgilendirir.
Çünkü bir milletin yaşaması, ilerlemesi, varlığını dünya üzerinde bulunan diğer ülkelere duyurabilmesi, kendisini tanıtabilmesi ve varlığını kabul ettirebilmesi o milletin eğitimine bağlıdır. Bu sebeple de eğitim ve öğretimin kalitesi bir milleti toptan ilgilendiren bir konudur. Özellikle de eğitilmek durumda bulunan kimseler ve onlarla ilgilenen yetkililerin bu hususu göz ardı etmeleri veya hafife almaları mümkün değildir.
Ancak biz burada eğitim ve öğretim ifadesiyle yalnızca okullarda (ilkokuldan üniversite tahsiline kadar) verilen eğitim ve öğretimi kastediyor ve konuya bu açıdan bakmak istiyoruz, daha doğrusu konuya bu açıdan bakıyoruz.
Öğrenci deyince de aklımıza bu seviyelerde eğitim ve öğretime tabi tutulan öğrenciler gelmektedir. Bundan dolayı da her seviyede tahsilde bulunan öğrencilerden bahsediyoruz.
Bizce bu konuda önemli olan husus, öğrencinin neyi öğreneceğini ve onu niçin öğrenmesi gerektiğini bilmesidir. Aksi hâlde ne öğrendiğinin ve ne de öğreneceğinin, dolayısıyla öğrendiğini nerede, nasıl ve niçin kullanacağını bilemez.
Özellikle de günümüzde belirli safhalarda yapılan imtihanlar bulunduğuna göre öğrenci kendisine verilen bilgilerin böyle bir imtihan için mi, yoksa çalışacağı veya çalışmakta olduğu bir işi için mi kullanacaktır? Bu hususun öğrenci tarafından bilinmesi yapılan öğretimin değerini artırır.
Başlangıçtan bu konu hakkında bir bilgisi yoksa zaman ayırıp öğrenmek istediği bilgileri, elinde bir oyun makinesi olarak kullandığı telefonunun kendisine yeteceğini düşünür ve onun dışında öğrenmesi gereken bir şey bulunduğuna bile inanamaz.
Benim görebildiğim kadarıyla günümüzde özellikle de kız çocuklarının okutulması gerektiği furyası altında yatan düşünce de bu konunun önemli olduğunu vurgulamak açısından önem arz etmektedir.
Zira günümüzde özellikle de kız çocuklarının okutulmasının altında yatan sebep ‘ekonomik bağımsızlığını eline alsın’ düşüncesidir. Evlendiğinde kocası ile geçinemezse kendi kendine maddi geçimini sağlayabilmesi ön plâna çıkmaktadır.
Aslında bu düşünceyle evlenen kimseler zaten evliliği sürdürme mecburiyetinin olduğuna da inanmaz ve onu da bir eğlence zanneder.
Erkek çocuklarının okutulmasının altında yatan sebep ise okuyup bir devlet memuru olabilmesi, sırtını devlete dayayabilmesi ‘Allah’tan sağlık devletten aylık’ düşüncesidir.
Günümüzde yapılan eğitim ve öğretimin temel dinamikleri bunlardır.