Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Doğduğu/yaşadığı şehirle anılmak

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Bazı insanlar vardır ki, doğduğu veya yaşadığı şehirle tanınır ve anılırlar. Yani kendisi anıldığı zaman onun doğduğu ve yaşadığı şehir de Onunla birlikte anılır ve hemen hangi şehirli olduğu söylenir veya bunun tersi de olabilir. Yani kendisi anıldığında nerede doğduğu veya nerede yaşayıp öldüğü de hemen hatırlanır ve onunla birlikte şehri de anılır. Meselâ Nasreddin Hoca denince hemen doğduğu veya yaşadığı şehir aklımıza gelir.

Bazen bunun tersi de olur. Birisi Nasreddin Hoca nereli idi diye sorsa hemen O’nun Akşehirli olduğunu söyler. Halbuki, O’nun devrinde yaşamış veya O’nunla birlikte olmuş veya O’nu uzaktan da olsa görmüş değildir. Çünkü O doğduğu yerde kendisini ileri çıkan özellikleri ile tanıtmış ve öylece tanınmıştır. 

İşte bizim yaşadığımız yıllarda da böyle büyük insanlar vardı. Kimi zenginliği sebebiyle, kimi fakirliği kimi iyi esnaf ve tüccar olması sebebiyle tanınırken bazıları da memleket severliği ve insanlara olan yakınlığı ve ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gideren bir kimse olması sebebiyle tanınır ve sevilirdi.

Benim tanıyıp bildiğim, yakınında bulunduğum insanlardan biri olan ve her zaman rahmetle andığım ve adı anılınca rahmetle yâd edilen (anılan) Rahmetli Hocam, Hacı Veyis Zade Mustafa Kurucu Hoca Efendi idi. Ben kendisini 195l yılından itibaren tanıdım ve her yaptığı şeyin güzelliklerini gördüm.

Bilindiği gibi, 1950 yılından önceki CHP iktidarı döneminde Kur’ân Kursları kapatılmış, Kur’ân okunması ve öğretilmesi yasaklanmış, toplanan Kur’ân-ı Kerîm’ler ya yakılmış veya Meram’ın Dere Köyü’de mağaralara doldurulmuştu.

14 Mayıs l950 tarihinde yapılan seçimlerde kazanan Demokrat Parti iktidarı zamanında ise bu durum durdurulmuş ve hem Kurân Kursları serbest hale gelmiş ve hem de 1951 yılında Konya dahil yedi ilde İmam-Hatip Okulu açılmıştı. Bu bir ihtiyaçtı ve yeni iktidar bu ihtiyacı karşılamak düşüncesinde idi.

Geçici bir binada tedrisata başlayan Konya İmam-Hatip Okulu’nun özel bir binası olması gerektiğini düşünen ve bu konuda faaliyete geçenlerin başında ise Hacı Veyis Zade Mustafa Kurucu Hoca Efendi bulunmakta idi.

Bunun idraki içinde kendisine yardım edebilecek kimseleri de yanına alarak bina yapımına girişti. Kış-yaz ve kar-kış ve gece-gündüz demeden koşturdu. Neticede İmam-Hatip Okulu, Yüksek İslâm Enstitüsü ve Cami gibi ihtiyaçları karşılama konusunda çalışıp muvaffak oldu. 

Böylece bugün bile bu gibi konular gündeme geldiğinde hemen O’nun adı ve hizmetleri akla geldiği gibi, O’nun adı anıldığında da her zaman verdiği hizmetlerin günümüzdeki neticesi aklımıza gelir.

Nitekim O’nun ölüm tarihi olan 5 şubat bizi geçmişe götürerek kendisini hatırlattı. Bu vesile ile kendisine Allah’tan rahmetler niyaz ediyoruz. Allah O’nun yolunda yürüyenleri eksik etmesin diye de dua ediyoruz.

Yazarın Diğer Yazıları