Dini Bayramlar
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Her milletin milli bayramları olduğu gibi, o milleti oluşturan insanların kabul ettikleri dinlerin de bayramları vardır. Hangi ırktan olursak olalım bizleri bir idare altında toplayan ve adına millet dediğimiz topluluğun devlet oluşunu veya bir araya gelerek varlığını duyurup diğer milletlere kabul ettirdikleri mutlu günleri vardır. Bu mutlu günün yıldönümleri kutlanmaya değer bulunur ve adına bayram denir. Millet olarak bizim de böyle günlerimiz vardır.
Diğer taraftan inandığımız dinimizin bize bahşettiği böyle mutlu günler de vardır. Aslında her dinin inananları için belirlediği dini bayramları mevcuttur.
Bundan dolayı bizim dinimizin bildirdiği bu kutlu ve mutlu günlerimize “dini bayram” adını vermekteyiz. Milli günlerimiz genel olarak yılda bir gün kutlandığı halde dini bayramlarımız bir günden fazla günlerde kutlanmaktadır. Milletimizin bir özelliği de bu iki bayramı birbirinden ayırmasıdır. Şöyle ki, dini bayramlarımıza “bayram” ismini vererek ona yakışır şekilde kutladıkları halde, biraz daha farklı kutladıkları milli bayramlarımıza “şenlik” adını vermiş bulunmaktadırlar. Dikkat edilirse milli bayramlarımız hep şenlik ve şölen halinde kutlanır. Dini bayramlarımız ise daha çok insanlarımızın birbirleri ile daha bir yakınlaştıkları ve birbirlerinin hallerini sordukları, fakirlerin ve hastaların desteklenerek ve ziyaret edilerek onların da katılımlarının sağlandığı mutlu bir havada kutlanır. Aslında ikisini birbirinden ayıran nokta da burasıdır.
Bilindiği gibi bizim dini bayramlarımız ikidir. Bunlardan birisi “Ramazan Bayramı”, diğeri de “Kurban Bayramı”dır. Dikkat edilirse bu bayramlara dini özellik kazandıran, bu bayramlarda veya öncesinde yapılan ibadetlerle ilgili olmalarıdır. Ramazan Bayramı, Dinimizin biz inananlarına emrettiği bir ay boyunca tuttuğumuz oruçtan sonra yapılmasına izin verilen ve aynı zamanda “Bayram Namazı” gibi bir ibadetle başlayıp üç gün boyunca fakirlerin hatırlanması ve onlara maddi destek verilmesi suretiyle onların da mutluluklarının sağlanmasıyla ve hep birlikte kutlanan bir bayramdır.
“Kurban Bayramı” ise Allah için kesilen kurbanların etlerinin fakirlerle Paylaşılması suretiyle onların da mutluluklarının sağlanması neticesinde bütün inananların yakınlaştığı ve hep birlikte mutluluğun paylaşıldığı bir ortamda kutlanmaktadır. Görüldüğü gibi bu bayramlarda ne inananların bir kısmı şu veya bu sebeple dışlanmakta, ne de bütün rızıkları veren Allah unutulmaktadır.
Bu bayramların ikisinde de önce Allah’a ibadet edilmekte, sonra da mutluluk hep birlikte yaşanmaktadır. Bunların her yıl yaşanması hem Yaratıcının hatırlanması, hem de O’nun yarattığı insanlarla birlikte olunması hedeflenmiş bulunmaktadır. Bu da sadece aynı sınır içinde kalan inananların kutladıkları bir bayramın ötesinde yeryüzünde bulunan bütün Müslümanların aynı günlerde kutladıkları bir bayram olarak değerlendirilmektedir.
Önemli olan bu bayramları karartan olaylardan uzak kalabilmektir. Çünkü her ne kadar, bu bayramları ibadetlerle birleştirsek de neticede yine inanan insanların mutlu olacakları ve mutluluk içinde geçirecekleri günler olduğunu bilmemiz ve bundan istifade edebilmemizdir.
Bu sebeple “ibadetlerimiz makbul, bayramımız kutlu ve günlerimiz mutlu olsun” diyorum.