Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Devletin Yönetimi

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Tarihe baktığımızda bir devletin yönetilmesi için çeşitli yollar denenmiştir. Toplu yaşamayı seçen insanlar zamanla devlet dediğimiz kurumu bulmuş ve onu yöneten birilerinin yönetimini bazen isteyerek bazen de zoraki olarak kabullenmişlerdir. Tarihin derinliklerinden günümüze akseden yönetimlere baktığımızda değişen ve gelişen asırlar boyunca bir önceki dönemde var olan ve farklı biçimlerde yönetilen çeşitli yönetimlerinden esinlenerek daha iyi bir yönetimi tercih ettiklerini hep söyleye gelmişlerdir.
Fakat her nedense her dönemde bazen bir önceki yönetimleri arattıracak kadar kötü yönetimlerle karşılaşılmıştır. Bunun sebeplerinin başta geleni yöneticilerin, başkalarının görüşlerinden istifade etmemeleri ve önceki yönetimlerin iyilerinden örnek, kötülerinden de ibret almamaları gelmektedir. Hiç de arzu edilmese de görülen manzara budur. Bunun böyle olmasının sebeplerinin başta geleni de yöneten kimselerin kendini herkesten üstün görmeleri ve her konuda olduğu gibi yönetim konusunda da kendisinin denginin bulunamayacağına inanmasıdır. Bir de buna etrafında her yaptığının doğru ve hak olduğunu söyleyen kimselerin bulunmaları ve her yağcının bir aptalın sırtından geçindiğini fark edemeyen idarecilerin varlığını da ilave edelim.
Tarih sayfalarının böyle idarecilerle dolu olduğunu bize haber verdiğini görmekteyiz. Bunun doğru olduğunu kabul ediyoruz. Fakat günümüzde yönetimlerin tarihten süzülerek gelen ve adına demokrasi dediğimiz bir yönetim biçimine sahip olduğumuzu övünerek ve böbürlenerek söylemekten hiç de geri durmuyoruz. Kısaca söyleyecek olursak “demokrasi halkın kendisini idare etmesidir” diyerek tarif ederiz ve böyle bir yönetime sahip olmaktan da gurur duyduğumuzu her fırsatta söyleriz.
Halkın kendisini idare etmesi demek, idarecilerini kendisinin belirlemesi demektir. Bugün dünya üzerinde en çok da bu sistemle idare edilen ülkeleri görmekteyiz. Biz de bu sistem içinde yer alan ülkelerden biriyiz. Halkımızın seçtiği bir cumhurbaşkanına sahip olduğumuz gibi, yöneticilerin içinden çıkacağı meclisi oluşturacak üyeleri de seçerek belirlemiş bulunmaktayız. Üstelik bu seçimleri belli sürelerle sınırlandırarak seçiyoruz. Belli sürelerle sınırlı olarak seçtiğimiz bu kişiler bu süre içinde yeterli dirayeti gösteremezse değiştirmemiz mümkün bulunmaktadır. Fakat nedense asrın en iyi yönetim biçimi olarak bildiğimiz ve böyle takdim ettiğimiz demokrasiyi iyi kullanamadığımızdan mı, yoksa gerçekten iyi bir yönetim biçimi olmamasından mıdır bilinmez, bir türlü iyiliğini yönetimde yansıtamadık. Yöneticiler kendilerinin görüşlerinden istifade etsinler diye seçtiğimiz meclis üyeleri nedense fikirleriyle yöneticilerin önünü açarak, yolunu aydınlatmaları gerekirken, tam aksine yöneticilerin önünü nasıl keserim veya yönetimine nasıl engel olurum düşüncesinden hareket etmektedirler.
Böyle bir davranışın sonunda ise kaybeden milletimiz ve memleketimiz olmaktadır.

 

Yazarın Diğer Yazıları