Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

BİR MUSİBET …

Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı

Atalarımız ne güzel söylemişler: ‘Bir musibet bin nasihatten evlâdır’. Aslında bu ve benzeri sözler yaşanan ve edinilen tecrübeler neticesinde söylenmiş sözlerdir. Bu sebeple de bu sözler bizim için ‘Ata Sözleri’dir.

Bu sözü bir inceleyelim bakalım, bizim için ne ifade eder, bir görelim. Çünkü geçmişte söylenmiş bu ve benzeri sözler günümüzde manası düşünülmeden veya dinlesek de kulak ardı edilerek dinlenen, geçmişten bize intikal etmiş bulunan güzel ifadeler olarak değerlendirilmektedir.

Bu sözde geçen ‘musibet’ kelimesi, içinden nasıl çıkılması gerektiği bilinemeyen zor bir belâ ve felâket demektir. Halit Ziya da bu konu ile ilgili olarak şöyle bir ifadede bulunmuştur: ‘İnsan bir musibete mani olamayınca hiç olmazsa ona sahip olmak ister’.

Burada insanın musibete sahip olması ‘onu yönlendirebilmesi’ demektir. Bu sözü iyice açmak istersek, şöyle diyebiliriz: Felâket başımıza gelmeden ona engel olmalıyız. Eğer engel olamamışsak, o zaman başımızdan defetmek için onu yönlendirmesini bilmeliyiz. Şüphesiz onu yönlendirebilmek için ona sahip olmak gerekir.

Bugünlerde dünyayı meşgul eden ve başımıza gelen felâket ise ‘Korona virüsüdür’. Gerçi henüz bizim başımıza gelmiş değil, fakat en azından kendisini göstermiş bulunmaktadır. Ne var ki, bu bile kendisinin ne kadar büyük bir felâket olduğunu anlamamız için yeterli görünmektedir.

İşin farkına vardığımız günden başlayarak devletçe almış olduğumuz tedbirlere ve konunun üzerinde gece ve gündüz demeden topyekûn devletçe durmamıza rağmen her gün bir vatandaşımızı kaybetmekteyiz.

Aslında alınan tedbirlerin başında bizim alışık olduğumuz temizlik gelmektedir. Çünkü biz bir Müslüman olarak her türlü temizliğe önem veren kimseleriz. Günde kıldığımız beş vakit namazımızı temiz olarak kılarız. Yani abdest almak suretiyle önce temizlenir, sonra da namazımızı kılarız. Yani Allah’ın huzuruna dururken günde beş kere temizlenerek, yani abdest alarak çıkarız.

Abdest ise açıkta bulunan ve her şeye uzattığımız ellerimizi, hem de dirseklerimize kadar olan kısmıyla birlikte ve ayaklarımızı da topuklarımıza kadar, yıkamamız demektir.

Korona’dan korunmak ve onu kendimizden uzak tutabilmemiz, kendimize bulaştırmamamız uzak tutmamız için ilk tarif edilen ve yapmamız istenen de budur.

Bundan şu gerçeği çıkarmamız çok basittir: Demek ki, dinimizin bize emrettiği veya bizden istediği günde beş vakit namazımızı kılmamız ve bunun için abdest almamız bir külfet olmayıp tamamen lehimize ve sağlığımıza atacağımız bir adımdır.

Allah bizim başımıza bir takım felâketleri musallat etmeden, gerçek bir Müslüman olduğumuzu hatırlayıp onu gereği gibi yaşamayı prensip edinen gerçek Müslümanlardan eylesin, Âmin.

Yazarın Diğer Yazıları