
AİLENİN DEVAMINI EŞLER SAĞLAR
Prof. Dr. Mustafa Uzunpostalcı
Dinimiz, evlenip bir aile oluşturmayı bekâr kalıp nafile ibadet etmekten üstün tutmuştur. Bu bakımdan çeşitli fedakârlıklarla kurulan bir aile yuvasının şu veya bu basit bir sebeple yıkılması hiçbir zaman arzu edilen bir durum olmadığı gibi, içinde huzursuzluk da uygun bulunmamıştır. Çünkü huzursuzluk ailenin yıkılmasında birinci derecede âmildir.
Bu noktada dinimizin bize gösterdiği ve verdiği direktiflere kulak vermemiz uygun olacaktır. Hz. Peygamberden (as.) nakledilen şu olay ve sözleri bizim için yeterli bir örnektir; Sahabeden Hz. Enes b. Mâlik’in haber verdiğine göre bir gün üç sahabi, Hz. Peygamber’in (as.) evine uğramış ve eşlerine O’nun günlük ibadetinin nasıl olduğunu sormuşlar. Kendilerine ibadetleri anlatılınca da O’nun ibadetlerini az bularak ‘Peygamber kim, biz kimiz? Allah O’nun gelecek ve geçmiş bütün günahlarını affetmiştir” demişler, sonra da içlerinden biri, şöyle demiş: ‘bundan böyle bütün gecelerimi namaz kılarak geçireceğim’, bir diğeri ‘ben de ömrümün sonuna kadar oruç tutacağım’ üçüncüsü ise ‘ben de kadınlardan uzak durup evlenmeyeceğim’ deyip ayrılmışlar.
Hz. Peygamber (as.) eve dönünce duruma muttali olmuş ve onların arkalarından giderek ilerde onlara yetişmiş ve onlara ‘şöyle şöyle söyleyen sizler misiniz?’ diye sormuş. ‘Evet’ cevabını alınca da şöyle buyurmuşlar: “Allah’a yemin ederim ki, içinizde Allah’tan en çok korkan ve sakınan benim; ben de bazı günlerde oruç tutarım, bazen tutmam, bazen namaz kılarım, bazen dinlenirim, kadınlarla da evlenirim, kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir”. Bu sözleriyle evlenmenin terk edilemeyeceğini bildirmiştir.
Hz. Peygamber (as.) Efendimiz veda hutbesinin bir yerinde de konu ile ilgili olarak şöyle buyurmuşlardır: “Ey insanlar, size kadınlarınızın haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz eşlerinizi Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onların namuslarını ve iffetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin karılarınız üzerinde haklarınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır.
Sizin karılarınız üzerindeki haklarınız; onların aile yuvasını hiç kimseye çiğnetmemeleri, istemediğiniz ve hoşlanmadığınız kimseleri evinize almamalarıdır”.
Onların da sizin üzerinizdeki hakları “örfe uygun olarak, yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir”.
Bu sözleriyle Hz. Peygamber (as.) aile içindeki geçimsizliği ortadan kaldıracak davranışları özet olarak bildirmişlerdir ve bunları karı ve kocanın her birine birer görev olarak da yüklemişlerdir. .
Aile içinde huzur bulabilmenin temel unsurlarına dikkat edersek, eminim ki, aile hayatının sürdürülecek seviyede olduğu görülecektir.